 |
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
E. 1992/11143
K. 1993/7298
T. 4.10.1993 Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
İŞTİRAK HALİNDE MÜLKIYET
DÜZENLEME GAYRİMENKUL SATIŞ VAADİ SÖZLEŞMESİ
İFA OLANAKSIZLIĞI
ÖZET İştirak halinde mülkiyete konu olan taşınmazlara ilişkin satış vaadi sözleşmeleri geçerlidir. Ancak, iştirakin dışında bulunan alıcılar yönünden, taksim vaki olmadığı veya iştirak halindeki mülkiyet müşterek mülkiyete dönüştürülmediği sürece sözleşmenin ifa olanağı yoktur ve buna dayanılarak tescil istenemez. Ayrıca, Medeni Kanuna 3678 sayılı Kanunla eklenen 584/a maddesi ile hükme bağlanan ve yalnızca mirasçılardan birine tanınan haktan üçüncü şahısların yararlanması olanaksızdır.
(743 s. MK. m. 629, 630, 584/a)
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 25.12.1990 gününde verilen dilekçe ile iştirakin feshi ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine davalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 5.6.1991 günlü hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalılardan Fatma tarafından istenilmekle; süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin. kabulüne karar verildikten sonra dosya ve gerisindeki bütün kağıtlar incelenerek, gereği düşünüldü:
Davacı, satış vaadi sözleşmesine dayanarak davalılar arasında iştirak halinde mülkiyete konu taşınmazlarda, mülkiyetin önce müşterek mülkiyete çevrilmesini, sonrada sözleşme gereğince tescile karar verilmesini istemiş, mahkeme davayı kabul etmiştir.
Bir taahhüt muamelesi olması itibariyle iştirak halinde mülkiyete konu taşınmazlara ilişkin satış vaadi sözleşmeleri geçerlidir. Ne varki, taksim vaki olmadan yada iştirak halindeki mülkiyet müşterek mülkiyete çevrilmeden ifa olanağı bulunmadığından buna dayanarak tescil istenemez. MK.na 3678 sayılı Kanunla eklenen 584/a maddesinde iştirak halindeki mülkiyetin müşterek mülkiyete çevrilebileceği kabul edilmekle birlikte bu hak madde metninden açıkça anlaşıldığı gibi sadece mirasçılardan birine tanınmıştır. 3. şahısların böyle bir hakkı yoktur. Bu nedenle, satış vaadi sözleşmesinde alıcı olan davacıların üçüncü şahıs olarak davalıların arasında iştirak halinde mülkiyete konu dava konusu yerlerdeki bu mülkiyetin müşterek mülkiyete çevrilerek bundan sonra tescile karar verilmesini istemesi şeklindeki davasının kabul edilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 4.10.1993 gününde oybirliği ile karar verildi.
|