 |
T.C.
Y A R G I T A Y
14. Hukuk Dairesi
E. 1991/9653
K. 1992/4628
T. 20.4.1992
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- SATIŞ VAADİ
- MESKEN DAİRE
- FERAĞA İCBAR
ÖZET : Mesken dairenin davalı üzerinden iptali ile tashihen davacı adına tescili yolunda hüküm kurulması, henüztapuda kat mülkiyeti veya kat irtifakı kurulmadığındandoğru değildir.
(634 e. KMK. m. 3)
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 20.8.1990 gününde verilen dilekçe ile noter satış vaadi sözleşmesi gereğince ferağa icbar istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda, davanın kabulüne dair verilen 11.7.1991 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle; süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek, gereği düşünüldü:
Karabağlar Köyü 597 nolu parsel hissedarlarından İbrahim, kendi payına tefrik edilen yere yaptığı dört katlı apartmandan dava konusu 4. kat, 4 nolu daireyi davacıya satış vaadi sözleşmesiyle satmıştır. Adana Büyükşehir Belediyesi Encümeni'nin 1.11.1988 ve 6980 sayılı kararı ve Kadastro Müdürlüğünün 2.2.1988 gün ve 145 sayılı yazılarına istinaden, önceki 597 sayılı parselden, malik adına ve hissesine taban kullandığı apartmanın yapıldığı kesim 5 sayılı parsel ile İbrahim'e müstakilen yazılmış, adına tapu oluşturulmuştur. Tapuda bu yer halen arsa vasıflıdır. Davacı bu daireyi satış vaadi
sözleşmesiyle satın almıştır.
Kat irtifakı ve kat mülkiyeti kurulmamıştır. Bu durumda satış vaadi konusu bağımsız bölüme tahsis edilecek arsa payı oranın bilirkişi görüşünden yararlanmak suretiyle belirlenmesi her zaman mümkündür. Kat Mülkiyeti Kanununun 3. madde 2. bendi gereğince arsa payı kat mülkiyetine konu olan ana yapının değerinin, bağımsız bölümünün değerine olan oranı ile belli edilmek gerekir. Bu itibarla, satış vaadi sözleşmesinde bağımsız bölümü düşecek arsa payı oranı belirtilmemiş ise yukarıda açıklandığı üzere bu pay belirlenerek, eğer davanın diğer koşullarıda var ise bu paya bağlantılı olarak daire satıldığından bu husus saptanarak dava kabul edilebilir. Davalı her ne kadar sözleşmenin geçersiz olduğunu ve de borç paranın teminatı olarak düzenlendiğini savunmuş ise de bu şekildeki savunma taraf muvazaası olması yönünden yazılı delil ile kanıtlanması gerekir. Davalının savunması yazılı delille kanıtlanmamıştır. Geçerli sözleşmeyle, davanın kabulüne karar verilirken 5 parseldeki 4. kat, 4 nolu mesken dairenin davalı üzerinden iptaliyle tashihen davacı adına tescili yolunda hüküm kurulması henüz tapuda kat mülkiyeti veya kat irtifakı kurulmadığından doğru görülmemiştir.
Kabule göre de;
Satış vaadi sözleşmelerinde dava değeri tarafların serbest iradeleriyle kararlaştırdıkları bedeldir. Harcın ve vekalet ücretinin bu bedel üzerinden takdiri gerekirken keşifte belirlenen değer üzerinden fazlaya hükmedilmesi keza doğru değildir.
SONUÇ : Temyiz itirazlarının yukarıda gösterilen nedenlerle kabulüyle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 20.4.1992 gününde oybirliğiyle karar verildi.