 |
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
E. 1991/94
K. 1992/6626
T. 26.6.1992
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
KADASTRO TESBİTİ
ÖZET Evvelce tespit, tescil veya sınırlandırma suretiyle kadastrosu veya tapulaması yapılmış olan yerlerin yeniden kadastrosu yapılamaz.
(3402 s. Kadastro K. m. 22)
Davacı Yusuf vekili tarafından, davalılar aleyhine 9.11 .1990 gününde verilen dilekçe ile 3402 sayılı Kanunun 41. maddesi uyarınca yapılan düzeltmenin kaldırılması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda, davanın reddine dair verilen 1.10.1991 günlü hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle; süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek, gereği düşünüldü:
Evvelce tespit, tescil veya sınırlandırma suretiyle kadastrosu veya tapulaması yapılmış olan yerlerin yeniden kadastrosu yapılamaz. Bu gibi yerler ikinci bir defa kadastroya tabi tutulmuşsa ikinci kadastro bütün sonuçlarıyla hükümsüz sayılır ve Türk Medeni Kanununun 934. maddesine göre işlem yapılır. Süresinde dava açılmadığı takdirde ikinci defa yapılan kadastro Tapu Sicil Müdürlüğünce re'sen iptal edilir.
Olayda, 2613 sayılı Yasa uyarınca kadastrosu yapılan yer, bu kadastronun kesinleşmesinden sonra 1978 yılında ayrıca 766 sayılı Tapulama Yasası uyarınca ikinci kez tapulamaya alınmıştır.
3402 sayılı Yasanın 22 ve de aynı Kanunun 41. maddesi ve kadastro hukukundaki genel yetkisi uyarınca işleme tabi tutularak Tapu Sicil Müdürlüğünce ikinci kadastronun birincisi ile çakışan durumları ortadan kaldırılmıştır. Böyle durumlarda, 3402 sayılı Kanunun 41. maddesinin son cümlesi ile 10 yıllık sukutu hak müddeti uygulanamaz. Tapu Sicilinin düzgün tutulmasından sorumlu idare önce yapacağı işi simdi yaparak yanlışlığı düzelttiğine göre işlem doğrudur. Davanın reddinde bir usulsüzlük bulunmamaktadır.
SONUÇ Yukarıda yazılı nedenlerle temyiz itirazlarının reddi ile hükmün (ONANMASINA), onama harcının temyiz edenden alınmasına, 26.6.1992 gününde oybirliği ile karar verildi.