 |
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
E: 1990/8019
K: 1991/560
T: 24.01.1991
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
ÖZET: 4785 sayılı Yasa ile bütün ormanlar devletleştirilmiştir. Ayrıca, tapu ve zilyedlik yolu ile ormandan yer kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilmiş olduğundan, artık hangi tarihte olursa olsun tapu ile veya zilyedlik sonucu ormandan toprak kazanılmasına yer yoktur.
(3402 s. Kadastro K. m. 45)
Davacı tarafından, davalılar aleyhine 28.4.1986 gününde verilen dilekçe ile orman tahdidinin iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; Tarım Orman ve Köy İşleri Bakanlığı hakkındaki davanın husumetten reddine, Orman Genel Müdürlüğü hakkındaki davanın kısmen kabul ve kısmen reddine dair verilen 11.12.1989 günlü hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalılardan Orman Genel Müdürlüğü vekili tarafından istenilmekle; süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek, gereği düşünüldü:
Davacı, tahdit içine alınan taşınmazların orman olmadığını ileri sürerek tahdidin iptalini istemiş, yerel mahkeme davayı kısmen kabul etmiş, ilgili Bakanlık için husumetten davanın reddine karar vermiştir.
Dava, orman tahdidine itiraz niteliğinde olup 2/B uygulaması yapılmak suretiyle Hazine adına dışarı çıkarma söz konusu olmadığına göre, Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığı için davanın husumetten reddedilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Bu sebeple, Bakanlık vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Orman Genel Müdürlüğünün temyiz itirazlarına gelince:
Her ne kadar davaya genel mahkemede bakılmış ise de, daha önce merci tayini yapılmış olmakla görevli mahkeme belirlenmiş ve bu husus kesinleşmiştir. Bu sebeple, genel mahkemece davaya bakılmış olmasında sakınca yoktur. Toplanan kanıtlara, dosya kapsamına ve özellikle yapılmış keşifte uzman bilirkişi tarafından verilmiş rapora göre, tahdidi iptal edilen dilekçenin 1, 3 ve 5 sırasında kayıtlı taşınmazların belirtilen niteliklerine göre halen üzerinde orman bitkileri bulunduğu bu taşınmazların orman içinde yer aldığı gözlenmiştir. 4785 sayılı Yasa ile bütün ormanlar Devletleştirilmiş olup ayrıca tapu ve zilyetlik yoluyla ormandan yer kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilmiş olduğuna göre, artık hangi tarihte olursa olsun tapu ile veya zilyedlik sonucu ormandan toprak kazanılmasına yer yoktur. Bu durumda, kabule konu olan taşınmazların memleket haritası ve hava fotoğraflarında ne olarak gösterildiği yeniden yapılacak keşifte bu belgeler uygulanmak suretiyle belirlenip, 4785 sayılı Yasa ile Devletleştirilmiş ise hiç bir tapunun hukuki değeri olamayacağı da düşünülmelidir. Bunların dışında dört tarafı ormanla kaplı olan taşınmazların orman bütünlüğünü bozacağı da tartışmasızdır. Bu yönler gözetilmeksizin 1, 3 ve 5 sırada kayıtlı taşınmazlar için davanın kabulü usul ve yasaya aykırıdır.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı yönetimin temyiz itirazlarının kabulü ile 1, 3 ve 5 sıradaki taşınmazlarla ilgili hükmün BOZULMASINA, 24.1.1991 gününde oybirliği ile karar verildi.