 |
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
E: 1990/295
K: 1990/1015
T: 06.02.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Yargıtay C. Başsavcılığının 12.1.1990 tarih 1 sayılı tebliğnamesi ile, Bursa Asliye 4. Hukuk Mahkemesinin 1988/679 Esas - 1987/740 Karar sayılı hükmünün H.U.M.Y.nın 427/6. maddesi uyarınca kanun yararına bozulması istenilmiş olmakla dosya incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı, Bursa İli Yıldırım İlçesinin Fİdyekızık Köyünde yer alan davalıya ait parselde hisse satın aldığı payın iptalini ve adına tescilin istemiştir.
Davalı ilk oturumda davayı kabul etmiş ve yerel mahkemde satılan payın iptaliyle davacı adına tesciline karar vermiştir.
Ancak Başbakanlık Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü, Adalet Bakanlığına gönderdiği 19 Eylül 1989 tarih 401 - 4844 sayılı yazısında (bütün şehirlerimizde görülen çarpık yapılaşmanın en önemli sebeplerinden birisinin imar mevzuatına aykırı yapılaşma amacına yönelik hisseli satışlar olduğu bir gerçektir. Vatandaşlarımızı mağdur eden arsa spekülatörlerine haksız kazanç sağlayan hisseli satışlar 3194 sayılı İmar Yasasının 18. maddesiyle de alan ve satana para cezası verilmesi öngörülmüştür. İmar Yasasının yürülüğe girmesinden sonra, tapu idarelerince imar mevzuatına aykırı yapılaşma amacına yönelik hisseli satışlar büyük ölçüde azalmıştır.
Ancak, ilgili yazı ekinde anılan ve fotokopisi ilişikte sunulan Bursa 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 5.7.1989 gün 1989/693 - 774 esas ve karar sayılı hükmünden anlaşılacağı üzere "tapu idarelerinde yapılmayan hisseli satışların, alıcıların açtığı dava sonucunda, satıcının, davaya karşı bir itirazım yoktur" beyanı bulunduğu, alıcı ile satıcı arasında bir ihtilaf bulunmadığından bahisle karar verildiği anlaşılmaktadır.
Özellikle Bursa ilinde bu tür davaların çok fazla olduğu ve mahkemelerin matbu şekilde kararlar verdiği gözlemlenmektedir.
Kesinleşmiş mahkeme kararlarının infazı zorunlu olduğundan, karar gereği tescil işlemi yapılacaktır. Ancak, tapu idarelerince yapılmayan imar mevzuatına aykırı, dolayısıyla çarpık yapılaşma amacına yönelik hisseli satışların, esasen iş hacimleri çok yoğun olan mahkemelerinizce de kabul edilmemesi gerektiği düşünülmektedir. Bilgi edenilmesini ve yanlış uygulama yapılmaması için ilgililere gerekli duyurunun yapılmasını takdirlerinize arzederim.) denilmek suretiyle, yasaya aykırı karar verildiği ve bunun önlenmesi gerektiği vurgulanmıştır.
Bu yazıyı dayanak alan Adalet Bakanlığı Müsteşarlığı C. Başsavcılığına gönderdiği 2.1.1990 tarih ve 00011 sayılı yazılarında özetle (dava konusu parselin yapılaşma amacıyla parselasyona tabii tutulması, hisselere ayrılarak satılması yasaya aykırıdır. Olayda davacının idiası gibi davalının haricen sattığı pay için tapuda ferağ vermemesi sözkonusu değildir. Aksine bu işlemi tapu idaresi yapmamaktadır. Taraflar mahkemenin bu kazai kararıyla önceden yapılmayan idari işlemi sağlamaktadırlar. bu itibarla verilen karar yasaya aykırıdır. Açıklanan nedenlerle Bursa Asliye 4. Hukuk Mahkemesinin yukarıda sözü edilen kararın kanun yararına temyiziyle bozulması halinde yayınlanmak üzere kararın bir örneğinin gönderilmesinin teminin arzederim.) şeklinde görüş belirterek kararın kanun yararına bozulmasını istemiştir.
C. Başsavcılığına Yargıtay 14. Hukuk Dairesi Başkanlığına hitaben düzenlenen 1 sayılı ve 12/1/1990 tarihli tebliğnamede yukarıda değinilen yazı ve gerekçeler dayanak gösterilerek anılan hükmün H.U.M.Y.nın 427/6. maddesi uyarınca kanun yararına bozulması istenilmiştir.
Açıklanan dayanarak yazılar ve C. Başsavcılığının bozma isteyen tebliğnamesi, ile ilgili dosyalar incelenmiştir.
Olayın esasını teşkil eden ve uygulanması gereken 3194 sayılı İmar Yasasının 18. maddesinin son fıkrası şöyledir:
(Veraset yolu ile intikal eden, bu Kanun hükümlerine göre şuyulandırılan, Kat Mülkiyeti Kanununun uygulaması, tarım ve hayvancılık, turizm, sanayi ve depolama amacı içi yapılan hisselendirmeler ile cebri icra yolu ile satılanlar hariç imar planı olmayan yerlerde her türlü yapılaşma amacıyla arsa ve parselleri hisselere ayıracak özel parselasyon planları, satış vaadi sözleşmeleri yapılamaz.)
Açıklanan yasa hükmüne göre, imar planı olmayan yerlerde yapılaşma amacına yönelik olarak arsa ve parsellerin hisselere ayrılarak satışı ve satış vaadi yasaklanmıştır. Zira bu tür satışlarla oluşan hisseli parseller, çarpık şehirleşmeyi ve düzeltilmesi olanaksız sonuçları beraberinde getirmektedir. Haricen satışı yapılan hisselerin çok küçük olduğu ve bunun da yapılaşma amacını taşıdığı belirgindir.
Esasen Yasanın amir hükmüne göre Tapu sicili Müdürlükleri bu tür satışları kabul etmemektedir. Buna rağmen mahkemelere başvurularak satıcı davalının onamı alınmak suretiyle hüküm kurulmakta, temyiz yoluna başvurulmaksızın ilamlar kesinleştirilmekte ve böylece yasanın kesinlikte menettiği bir olay yargı yolu ile gerçekleştirilmektedir ki bu olgu yasaya aykırıdır.
Yasanın kabul etmeyip engellediği bir konuda, davalının davayı kabul etmesi hukuki sonuç sağlamaz. Bu yol izlendiği takdirde diğer yasaların da engellendiği olayların yargı yolu ile yasaya aykırı biçimde oluşturulması gibi hukuka, kamu düzenine aykırı sonuçlar ortaya çıkacaktır. İşte imar planı olmayan yerlerde imara aykırı yapılaşma ve çarpık şehirleşmeyi önlemek amacı ile getirilen İmar Yasasının 18. maddesinin son fıkrasının uyğulanmasını engellemeye yönelik bu tür kararlar yasaya aykırı olmakla bozulması gerektiği sonuç ve kanısına varılmıştır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle C. Başsavcılığının temyiz itirazının kabulü ile H.U.M.Y.nın 427/6. maddesi uyarınca Bursa Asliye 4. Hukuk Mahkemesinin 1989/679 Esas ve 1989/740 Karar sayılı 5.7.1989 tarihli kararının, hukuki sonuçları saklı kalmak üzere kanun yararına BOZULMASINA 6.2.1990 gününde oybirliği ile karar verildi.