 |
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
E: 1989/2523
K: 1990/2501
T: 12.03.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Davacı Kamuran vekili tarafından davalı Alpay aleyhine 8.2.1988 gününde verilen dilekçe ile dava konusu bir kısım taşınmazlardaki davalı paydaların iptali ile adına tescili ve diğer taşınmazlardaki kamulaştırma nedeniyle bedele dönüştürülen payların da kendisine ait olduğunun tesbiti istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dairece verilen 25.1.1989 günlü hükmün yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar inclenerek gereği düşünüldü :
KARAR : Dayanılan "muvazaa vesikası" başlıklı belgede ada ve parsel numaraları yazılı taşınmazlardaki belirli payların aslında altı yaşındanberi anası gibi yanında büyüdüğü teyzesi davacıya ait olduğu davalının hiçbir alakası bulunmadığı eniştesi olan Avukata vekaletname verildiği dilediği gibi satışlarını yapabileceği ve hibe edebileceği bütün menfaatların davacıya ait olacağı aksine hareketli halinde cezai şart olarak rayiç bedelinin on mislini ödeyeceği belirtilmiş ve gerçekten aynı gün davacının eşi ve davalının eniştesi olan Avukata her türlü yetkiyi içeren vekaletname vermiştir.
Dava tamamen 5.2.1947 gün 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirkme kararına uygun olarak açılmış bir "muvazaa ve nam-ı müstear" davasıdır. Bu tür davaların resim değil yazılı delil ile isbatı yeterli bulunmuştur. Olayına ve konusuna göre herhangi bir zamanaşımı süresinin uyguluma yeri bulunmamaktadır.
Davalı 17.2.1962 günlü belgedeki imzanın kendisine ait olduğunu beyan etmektedir. Her ne kadar boş ve imzalı kağıdın sonradan doldurulumuş olabileceği savunulmuş ve bilirkişi 21.9.1988 günlü raporu ile boş kağıttan bu şekilde yararlanabileceğini belirtmişse de boş kağıdın doldurulmuş bulunmasının ayrı bir dayanağı ve delil yoktur. Esasen daha önce sözü edilen vekaletname boş kağıt verilmediğini doğruladığı gibi aradaki anlaşmaya aykırı olarak beyana imza verildiğinin gene yazılı bir delille isbatı gerekir. Davalı böyle bir yazılı delile dayanmamıştır. Mahkemenin muvazaa vesikasına itibar etmenin mümkün olmadığına dair kabulünün de mesnedi yoktur.
O halde taraf delillerinde gösterilen esaslar itibariyle değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle davanın reddi doğru değildir.
SONUÇ : Temyiz itirazlarının yukarıda gösterilen nedenlerle kabulü ile hükmün BOZULMASINA temyiz harcının istek halinde iadesine 12.3.1990 gününde oybirliğiyle karar verildi.