 |
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
E: 1989/1845
K: 1989/5017
T: 23.05.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Davacı Hisarcık Belediyesi vekili tarafından, davalılar aleyhine 30.10.1987 gününde verilen dilekçe ile şahsi hakka dayanarak tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen hükmün Yargıtay'ca, duruşmalı olarak incelenmesi davalılar Mehmet Ş. ve arkadaşları vekili tarafından istenilmekle gereği düşünüldü:
KARAR : Dosya kapsamı ve toplanan deliler itibariyle Hisarcık Belediyesinin sonradan 4775 ve 4779 parsel numarası ile belirlenen taşınmazları Kazım Ş.'a Kazım Ş.'ın da 4401 parsel sayılı taşınmazı Hisarcık Belediyesine vermek üzere Hisarcık Belediyesi Başkanı ile Kazım Ş. arasında takas sözleşmesi düzenlendiği, Kazım Ş.'ın sözleşmeden doğan kişisel hakkını Ali P.'a temlik etmesi nedeniyle Hisarcık Belediyesinin takas sözleşmesine sadık kalarak Ali P.'a bedelsiz olarak sözkonusu taşınmazları devrettiği, davacı idarenin de kasak sözleşmesinin düzenlendiği 8.111.1966 günündenberi 4401 parsel sayılı taşınmazdan müfrez 5709 parsel sayılı çekişmeli taşınmazı elinde bulundurduğu, bu yere hamam ve dükkanlar yaptırmak suretiyle malik gibi tasarruf ettiği anlaşılmıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 6.6.1979 gün ve 14/190 - 799 sayılı içtihadlarında belirtildiği veçhile bir sözleşmenin taraflarından birinin o sözleşmenin ifa olunacağı hususunda o güne kadar süregelen davranışları ile karşı tarafa tam bir günvence vermiş ve karşı taraf da sözleşmenin yerine getirileceği inancına iyiniyetle bağlanarak kendisine düşen edimleri yerine getirmiş ise, artık sözleşmenin şekli yönünden geçersizliğini ve ayrıca taşınmazın teslimi nedeniyle dinlenme olanağı olmayan zamanaşımını ileri sürmek Medeni Yasanın 2. maddesi uyarınca hakkın kötüye kullanılması niteliğini taşır ve bu husus yasal himayeden yoksun kalır. Bu durumlarda sözleşmenin geçersizliğine dayanılarak akdin icrasından kaçınılamaz.
Bu itibarla, davacı Hisarcık Belediyesi kendi edimini yerine getirerek karşı tarafın da edimini yerine getireceği güvencesi ile hamam ve dükkanlardan inşa etmek suretiyle 20 yılı aşan bir süredenberi çekişmeli taşınmazı malik gibi tasarruf ettiğine, bu taşınmazın mülkiyetinin adına nakledilmesini isteyebileceğine, davalılar mirasbırakanları Kazım Ş.'ın borcundan sorumlu olup Noter onamını haiz takas sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmek zorunda olduklarına göre, savunmaya itibar edilmemesi ve davanın kabulü doğrudur.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekillerinin yerinde görülmeyen temiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun kolan hükmün ONANMASINA, (...) 23.5.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.