 |
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
E: 1988/7191
K: 1988/7865
T: 29.11.1988
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Davacı Sevinç Oğan vekili tarafından, davalı Yüksel Işıt (İyigün) aleyhine 5.2.1987 gününde verilen dilekçe ile inanç anlaşmasına dayanarak tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 8.3.1988 günlü hükmün Yargıtayca, incelenmesi istendiğinden dosya içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, taraflar arasında inanç anlaşması olduğunu, 2799 ada 9 parsel sayılı taşınmazdaki 3. no.lu daireyi müştereken satın aldıklarını bildirerek, mezkür meskenin yarı payının davacı adına tescilini istemiştir.
Davalı vekili, iddianın varit olmadığını, davalının çekişmeli daireyi kendi adına satın aldığını ve davacının ilişiği bulunmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, dava reddedilmiştir.
Yüklenici Mustafa Necmettin Kuyumcuoğlu ile davalı arasında çekişmeli dairenin satış sözleşmesi düzenlenmiş, Yüksel Işıt (İyigün) söz konusu meskenle ilgili bazı işlemleri yapabilmesi için adı geçen yükleniciyi vekil tayin etmiş, gayrimenkulün mülkiyeti Yüksel Işıt (İyigün'e) geçmiştir. Tapu kaydı üzerinde 18.9.1970 günlü T. Emlak Kredi Bankası lehine 34500 liralık ve 6.5.1975 günlü Sevinç Oğan lehine 100.000 liralık iki ipotek mevcuttur. Davalının T. Emlak ve Kredi Bankasında hesap açtığına dair cüzdan da mevcuttur. Davacı vekili de, tarafların mütereken yüklenici Mustafa Necmettin Kuyumcuoğlu lehine keşide ettikleri 11 adet bonoyu, davacının çekişmeli dairenin maliki sıfatiyle kat malikleri toplantısına katıldığına dair kat malikleri toplantısı tutanaklarının fotokopilerini, Yüksel Işıt lehine düzenlenmiş vergi makbuzlarını, T. Emlak Kredi Bankasına ödenen taksit makbuzu örneğini, ilgili Bankanın borcun ödenmesi nedeniyle ipoteğin kaldırılması için Tapu Sicil Müdürlüğüne yazdığı yazı suretini, evin borcu ile ilgili olmak üzere tarafların ödemelerini gösteren ve Yüksel tarafından düzenlenen hesap pusulalarını ibraz etmiştir. Öte yandan üç davalı tanığı savunmanın doğruluğu hakkında beyanda bulunmuşlarsa da; davacı tanıkları ve bir kısım davalı tanıkları tarafların çok yakın arkadaş olduklarını, birlikte okuduklarını ve birlikte ev kiraladıklarını, aynı meslek mensubu olup aynı hastahanede çalıştıklarını, dava konusu evi müştereken satınaldıklarını ve birlikte oturduklarını, Yüksel Işıt'ın evlendikten sonra evden ayrıldığını, davacının mezkür evde tek başına oturmaya devam ettiğini, 1981 yılında İstanbul'a tayin olduğunda evi kiraya verdiğini, bu arada Yüksel Işıt'ın evden ayrıldıktan sonra hamileliği sırasında ölüm korkusuna kapılarak hakkının zayi olmaması için Sevinç lehine yüzbin liralık ipotek tesis ettiğini, o zaman için ipotek bedelinin evin yarı bedelini karşıladığını, bu arada Yüksel Işıt'ın (İyigün) evin müşterek alındığı hususunda ikrarda da bulunduğunu haber vermişlerdir.
Her ne kadar satış sözleşmesi ve tapu kaydı Yüksel Işıt (İyigün) adına ise de, ev alınırken banka kredisinden yararlanılması ve T. Emlak Bankasının tek kişiye ev alması için kredi verdiğinin bildirilmesi bu nedenle söz konusu satış ve tapu işlemlerinin davalı adına yapılması, banka kredisinin tamamı ödenmeden mülkiyetin devrinin mümkün olmadığı belirtilerek davalının evin yarı mülkiyetini davacıya intikal ettiremediğinin ve bu nedenle yarı bedele taalluk eden ipoteğin kurulduğunun belirtilmesi, evin borcunun müştereken ödenmesi, davacı ve davalının evde birlikte oturmaları, davalı ayrıldıktan sonra davacının İstanbula tayin edilinceye kadar evde tek başına kalması ve bilahare burayı kiraya vermesi, tarafların sosyal ve ekonomik durumları itibariyle davalının bu hususa sırf iyilik olsun diye katlandığının düşünülemiyeceği karşısında, tarafların çekişmeli daireyi müştereken satın aldıkları anlaşılmıştır.
Mahkemece, kabul edildiği veçhile taraflar arasındaki uyuşmazlık inanç sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Bu nitelikteki davalar her türlü delille ispatlanabilir. Dava değerinin yüksekliği nedeniyle iddianın yazılı delille ispatı düşünülebilir. Ancak, beyyine başlangıcı teşkil edecek deliller ibraz edilmiştir. Bu durumda, iddiayı ispat için tanık dinletilmesi mümkündür. Nitekim tarafların göstermiş oldukları tanıkları da dinlenmiştir. Toplanan deliller ve şahadetle taraflar arasındaki inanç anlaşması ispatlanmıştır. İnanç anlaşmasında, inanç gösterilen inanç gösterenin isteği doğrultusunda hareket etmek zorundadır. Davacı inanç gösteren kişi olarak, inanç gösterilenden dava konusu evin yarı mülkiyetinin adına nakledilmesini istemiştir. İddia isbat edildiğine göre, davanın kabulü gerekirken aksine bazı görüş ve düşünce ile reddi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA), 29.11.1988 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.