 |
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
E: 1988/7110
K: 1988/8799
T: 27.12.1988
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Davacı tarafından, davalılar aleyhine 23.2.1987 gününde verilen dilekçe ile şahsi hakka dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 12.5.1987 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR : Mahkemece hükme mesnet tutulan ve bir örneği dosyaya konmuş bulunan dairemizin 16.10.1986 gün ve 8481/626 sayılı kararı, o kararın verildiği tarihteki mevzuata ve yine o tarihteki kurallara, Yargıtay uygulamalarına uygundur. Ne var ki aradan geçen süre içinde görüşlerde bazı değişiklikler olmuş ve en önemlisi 30.9.1988 gün ve 2/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararı çıkmış, gerek bu karar, gerekse esprisinin gözönünde tutulması suretiyle sonuca gitmemenin olayımız itibariyle hak ve adalete daha uygun düşeceği görüşüne varılmıştır. Şöyle ki;
Dosyaya ibraz olunan tarihsiz protokol bir kısım davalılar ve diğerlerinin vekilleri tarafından imza edilmiş olup, inkar edilmemektedir. Bu protokolun 3. maddesinde müştereken 19 dairenin satışından söz edildikten sonra (geriye kalan ve Osman Kılıç tarafından satıldığı iddia olunan dairelerin hangileri olduğu ve ne kadar fiyatla satıldığının tesbiti) öngörülmüş, satın alan kişiler dinlenmek suretiyle satış bedelinin tesbit edileceği, buna itimat olunmadığı takdirde piyasa rayiç ve şartlarına göre daire bedellerinin takdir edileceği kabul olunmuş, 4. maddede Osman Kılıç'ın elde ettiği kira Vs. gelirlerede değinildikten sonra 5. maddede aktif ve pasifin hesaplanacağı, borç ve alacağı Osman Kılıç ve Nuri Yeşilçimen varislerinin 1/2 oranında ortak olacağı, belirtilmiş 6. maddede de (üçüncü şahıslara satılan dairelere taraflar tapu ferağı verecek, satılmayan daireler ise, Osman Kılıç ve Nuri Yeşilçimen varislerine 1/2 şer hisse nisbetinde tapuya tescil olunacaktır) denmiştir. Görülüyor ki, Nuri Yeşilçimen mirasçıları, Osman'la birlikte sattıkları 19 daireden başka Osman Kılıç'ın tek başına yaptığı daire satışlarına da icazet beyan etmiş, gerek birlikte satılan, gerekse Osman'ın sattığı daireler yönünden bir ayrım yapmadan üçüncü şahıslara ferağ vermeyi kabullenmişlerdir.
Davacı, sözü edilen daireye Osman Kılıç'tan satın aldığını, parasını ona ödediğini, 1981 yılından bu yana orada oturduğunu dilekçesinde ileri sürmüş olup bu hususlara itiraz edilmemiş, Süleyman Kılıç mirasçıları iddiayı doğrulayarak davayı kabul etmiş, Nuri Yeşilçimen mirasçıları ise kendileri tarafından bir satış yapılmadığı gerekçesiyle davaya karşı çıkmışlardır. Müşterek mülkiyet konusu arsa üzerine yapılmakta olan inşaatın belirli bir noktadan sonra Osman Kılıç tarafından yürütüldüğü, dava konusu dairenin de Osman Kılıç tarafından davacıya satılıp teslim edildiği ve bedelinin alındığını, Osman Kılıç'ın bu satışına diğer hissedarlarcada icazet verildiği anlaşılmasına, hukukta yükümlendikleri ferağ borcunu da yerine getirmeleri gerekeceğine, M.K.nun 2. maddesinde ifadesini bulan dürüstlük kuralı bunu icap ettirdiğine, aksine davranış himaye görmeyeceğine, yukarıda tarih ve numarası yazılı verilen İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesi de nazara alınarak olayda artık resmi şekil aranmak doğru olmayacağına göre uyuşmazlığa bu açıdan bakılarak belirtilen doğrultuda bir çözüm getirilmek gerekirken Nuri Yeşilçimen mirasçıları aleyhindeki davanın yazılı gerekçelerle reddi isabetli görülmemiştir.
SONUÇ : Temyiz itirazlarının açıklanan nedenlerle kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 27.12.1988 gününde oybirliğiyle karar verildi.