 |
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
E: 1988/5757
K: 1988/7749
T: 05.11.1988
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA :
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine 7.10.1985 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 2.12.1986 günlü hükmün yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR : Dava geçit hakkı tesisi istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.
Geçidin mevcut içinde en az zararı mucip taşınmaz aleyhinde tesisi Medeni Kanunun 671. maddesi gereğidir. Öte yandan leyh ve aleyhte geçit hakkı kurulması istenen taşınmazların tüm maliklerinin dava da yer almaları zorunluğu vardır. Peşinen belirtilmelidir ki lehinde geçit tefriki talep olunan 518 parsel sayılı taşınmazın davacıdan başka paydaşları davada yoktur. Öncelikle bu eksikliğin giderilmesi gerekir.
İşin esasına gelince, mahallinde yapılan 3 ayrı keşifte dinlenen tapu fen memuru bilirkişilerin, geçit güzergahını belirlenmesine ilişkin görüş ve kabulleri arasındaki hükme etkili farklılık telif olunmamıştır. En az zararı mucip taşınmaz yerine geçidin kısa ve az masraflı oluşu kıstas olarak gözetilmiştir. Dava dışı 519 sayılı parsel lehine davalıya ait 517 parsel sayılı taşınmazdan hükmen verildiği anlaşılan geçit yeri krokide gösterilmemiş ve davacının geçitle ilgili isteği karşılaştırılmamış aynı yerden davacının da yararlanıp yararlanamayacağı tartışılmamıştır.
Keşif krokisinde açıkça görüldüğü gibi kurulan geçit ile 517 sayılı parsel ikiye bölünmekte ve ayrı sınırlı iki ayrı taşınmaz husulüne sebep olunmaktadır. Bu halin zarar verici nitelikte olmadığına dair mütalaayı kabule olanak mevcut değildir.
Davacının paydaşı bulunduğu 518 sayılı parselle bitişiğindeki dava dışı 516 sayılı parselin evvelce bir parça iken taksimen ayrıldıkları sırada 518 sayılı taşınmaz için yol hususunun düşünülmediğine dair savunma üzerinde hiç durulmamıştır. Bundan başka 516 ve 517 sayılı parsellerden birer metre genişlikte ve müştereken belirtilen geçidin kuzeydeki dere üzerinde bulunan köprüden yapılması gerektiği gözönünde tutularak, batıdaki geçidin daha ekonomik olacağı düşünülmemiştir. Külfetin iki taşınmaza yükletilmesinin tarafların yararına olacağı doğal iken buna da itibar edilmemiştir.
Eksik inceleme ve soruşturma ile hüküm kurulamaz.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının yerinde bulunduğundan hükmün BOZULMASINA, 5.11.1988 gününde oybirliği ile karar verildi.