 |
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
E:1988/4682
K:1990/1418
T:12.02.1990
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- TAPU KAYDININ İPTALİ
- MERAYA MÜDAHALE
ÖZET : Taşınmazlar, meradır. Nitelik kaybı sözkonusu değildir. Mer'a olduğu kanıtlanan taşınmazlar için nitelik kaybından sözedilerek Hazine adına tapu oluşturulması yasaya aykırıdır. 1757 sayılı Yasanın 23/a maddesine dayalı Bakanlar Kurulu karalar oluşmadan, Hazineye tasarruf hakkı verecek, tescil işlemine olanak sağlayacak Kararname henüz doğmadan, Hazine adına tescil yapılması da yasaya aykırıdır.
(3194 s. İmar K. m. 11)
(1757 s. TTRK. m. 23/a)
Davacı İsabey Köyü vekili tarafından, davalı Hazine ve Bursa İli Özel İdaresi aleyhine 18.2.1976 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydının iptali ve mer'aya müdahalenin men'i istenmesi üzerine, bozmaya uyularak ve B........ aleyhine aynı konuda açılan 1989/914 sayılı dava ile birleştirilerek yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 18.2.1988 günlü hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili ile davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne dava değeri itibariyle duruşma isteğinin reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek, gereği düşünüldü:
Davacı köy tüzelkişiliği, dava dilekçesinde, 493-494-495-496-498-501 502 sayılı parsellerin kadim köy mer'ası olduğunu ve tapulama yolu ile bu niteliğine uygun olarak köy adına sınırlandırıldığını, oysa daha sonra yasaya aykırı biçimde Hazine adına niteliği değiştirilerek tescil edildiğini ve B......... Meyve Suları A.Ş.'ne satıldığını, ne varki Medeni Yasanın 912. maddesine göre mer'aların tapuya bağlanamayacağını 766 sayılı Yasanın 35. maddesi uyarınca özel mülkiyet konusu olamayacağından 1757 sayılı Yasanın 132/son maddesi gereğince meralar üzerinde mülkiyet ve diğer ayni hakların oluşamayacağını belirterek, tüm bu yasalara aykırı biçimde köy merasının özel mülkiyete dönüştürüldüğünü vurgulayarak, davalı Hazine ve B........ A.Ş.'nin elatmasının önlenmesini, düzenlenen tapuların iptalini, köy mer'ası olarak bırakılmasını istemiştir.
Yerel mahkeme, 12.12.1984 tarihli kararında bu parsellerin köy merası olduğunu ve özel mülkiyet konusu olamayacağını, yapılan işlemlerin yasalara aykırı olduğunu belirterek, anılan parsellerin davalı şirket adına kurulmuş tapulamanın iptaline, elatmanın önlenmesine ve bu taşınmazların yine mera olarak davacı köyün kullanımına bırakılmasına karar vermiştir.
Davalıların temyizi üzerine dairemiz 27.1.1986 günlü bozma kararında (Tapulama tutanaklarının kesinleşip kesinleşmediği, köy adına tescil edilip edilmediğinin tapudan sorulması, köy adına tescili yapılmış ise sonradan yapılan mülkiyet değişikliğinin yasal dayanağının ne olduğu, Hazinenin tapu sicil muhafızlığına yazdığı yazıya ekli belgelerin ve savunmada sözü geçen kararnamelerin getirtilip incelenmesi gerektiği, dava konusu taşınmazların bulunduğu yerde imar planı olup olmadığı, varsa imar planında ne olarak gösterildiği, İmar Yasasının 11. maddesinin olayda nazara alınıp alınmayacağının gözetilmesi ve bunların sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği açıklanarak) karar bozulmuştur.
Mahkeme, bozma ilamına uymuş ve bu kez davayı reddetmiştir.
Davacı köy tüzelkişiliği ve Hazinenin temyizi üzerine dosya incelenmiştir.
a- Öncelikle bozma kararı, olayın aydınlatılmasına yönelik ve ilk karardan önceki araştırmanın eksikliğini vurgulayan bir karardır.
b- Bozma kararımızda değinilen belgeler alınmış olmasına rağmen değerlendirme de hataya düşülmüştür.
c- Şöyleki; Dava konusu parsellerden 493-494-495-496-498 sayılı 5 parça taşınmaz 129 yazım numaralı vergi kaydı ile ılgınlık niteliğinde köy orta malı olarak, 501 sayılı parsel sığırlık olarak yine ortamalı niteliğinde, 502 sayılı parsel ise 128 yazım nolu V-K ile mer'a olarak davacı köy adına sınırlandırılmıştır.
Bu taşınmazların, köy ortamalı MERA niteliğine sahip ve köy halkının mer'a olarak yararlandığı kesin olup, bu yolda tartışmaya yer olmadığı toplanan kanıtlar ve dosya kapsamı ile belirlenmiştir.
Şöyleki; Çekişme konusu taşınmazların Hazine adına tescilini sağlamak üzere Milli Emlak Müdürlüğü'nün emri ile resmi görevli kişilerden oluşturulmuş bir heyet 22.6.1973 tarihinde düzenlediği bir raporda, ılgınlık ve çınar ağaçlarının mevcudiyetine rağmen moloz dökülmüş olduğundan bahisle mer'a niteliği olmadığını bildirmiş ve bu rapora dayanılarak taşınmazlar 5.7.1973 tarihinde Defterdarlığın bir istek yazısı ile Hazine adına (mer'a niteliğini kaybetmiş olması nedeni ile) tescil edilmiş Hazinenin tasarrufuna teslim edilmiştir.
Oysa, müteakiben açılan bu davanın yapılan keşiflerinde, yukarıdaki olgunun tam aksi kanıtlanmıştır.
1973 yılında düzenlenmiş ve yukarıda değinilen rapora ve aradan uzun zaman geçmiş olmasına rağmen 17.9.1979 tarihinde mahkemece yapılan keşifte, komşu köylerden sağlanmış yerel bilirkişiler-bu taşınmazların İsabey Köyü'nün kadimi mer'ası olduğunu ve köy hayvanlarının yayıldığını halen böyle yararlanıldığını bildirmişlerdir.
Ziraat teknisyeni 29.11.1979 tarihli raporunda (Arazi üzerinde tabii çayırlar, kır çimenleri, böğürtlen, ılgın ve çınar ağaçlarının var olduğunu) açıklayıp mer'a bulgularına rağmen raporun sonuç kısmında, mer'a özelliği yoktur şeklinde çelişik bir düşünce açıklamıştır. Ne varki tekrar iki keşif daha yapılmış olup 1.7.1982 tarihli Yük.Müh.Doç.Dr. Günal ve 10.7.1984 tarihli Ziraat Yük.Müh.Doç:Dr. Vahap imzasını taşıyan raporlarda-ilmi ve teknik inceleme sonucu objektif bulgulara dayalı olarak özetle (mer'a bitkilerinin varlığının moloz dökümüyle taşkınlar ve uğradığı tahribata rağmen, bu taşınmazların öncesinin mera olduğu ve kısmen tahribat nedeniyle kayba uğramış olsa dahi halen büyük çapta mera özelliğini koruduğunu mer'a bitkilerinin varolduğu açık ve kesin şekilde ifade edilmiştir. Demekki yerel bilirkişi anlatımları ve uzman bilirkişilerin raporları bu taşınmazların MERA olduğu gerçeğinde birleşmiş ve MERA NİTELİĞİNİN YOK OLMADIĞI saptanmıştır.
Ulaşılan bu olguya göre Milli Emlak Müdürlüğü'nün 1973 yılında yaptırdığı özel inceleme raporunun aksi kanıtlanmıştır. Bu durumda kadim mer'a niteliği olan ve mera olarak yararlanılan taşınmazlar için, mera niteliğini yitirdiğinden bahisle, Tapu Sicil Müdürlüğü'ne, Defterdarlıkça yazılan 29.6.1973 tarih ve 525/4839 sayılı yazı ile taşınmazların değinilen sebeple Hazine adına tescili Hukuki dayanaktan yoksundur. Ülke çapında tüm mer'alarda zaman içinde tahribat yapılmıştır. Ne varki büyük bir mer'anın küçük bir parçasına moloz döküldü diye mer'anın niteliğini kaybettiğinden söz etmek olanaksızdır. Kaldı ki burada raporlarla bu iddianın gerçek olmadığı belirlenmiştir. Hazine adına dayanıksız şekilde oluşan tapuların müteakiben özel idareye devri ve 15.5.1979 tarihinde B....... A.Ş.'ne satışı suretiyle şirket adına oluşan tapularda aynı nedenle hukuki dayanaktan yoksundur.
Tapuların oluşum biçimi itibariyle yukarıda değinilen hususa ek olarak Bakanlar Kurulu Kararnamesi üzerinde de durulmak gerekir.
7.12.1973 tarih ve 7/7571 sayılı Bakanlar Kurulu Kararında 1757 sayılı Tarım ve Toprak Reformu Yasasının 23/a maddesi uyarınca taşınmazlar Hazinenin tasarrufuna bırakılmıştır. Öncelikle şu yön açıkça vurgulanmalıdır ki, bu taşınmazlar için 29.6.1973 tarihinde Defterdarlıkça mer'a niteliğinin kaybından bahisle Hazine adına tescil edilmek üzere istek yazısı yazılmış, 5.7.1973 günü tapular Hazine üzerine geçirilmiş ve 7.12.1973 tarihinde Bakanlar Kurulu, taşınmazların Hazinenin tasarrufuna bırakılmasına karar vermiştir.
Demek ki, Hazine adına tescili ve Hazinenin tasarruf hakkını doğuracak olan Bakanlar Kurulu Kararı 7.12.1973 tarihinde yani tapuların oluştuğu 5.7.1973 tarihinden sonra verilmiştir.
O halde tapuların Hazine adına geçişi ve tasarruf hakkını sağlayacak 1757 sayılı Yasanın 23/a maddesine dayalı Bakanlar Kurulu Kararı daha sonra verilmiştir. Oysa işlemin yasal dayanağına göre Bakanlar Kurulu Kararı olmadan Hazine adına tapu oluşması ve Hazinenin tasarrufuna geçmesi de olanaksızdır.
Bakanlar Kurulu Kararının dayanağı olan 1757 sayılı Tarım ve Toprak reformu Yasasının 23/a maddesi şöyledir: (Toprak ve Tarım Reformu Müsteşarlığı bu kanun uyarınca emrine geçen araziyi Milli Savunma İhtiyacının karşılanması Ülkenin ekonomik ve sosyal teknik gelişmesi ve buna bağlı yeni iskan alanlarının sağlanması-kıyıların korunması ve turizm amaçları için Bakanlar Kurulu Kararı ile, Hazinenin tasarrufuna bırakabilir). Bu takdirde kamulaştırma karşılığı ödenmesi gereken hallerde, bedel doğrudan doğruya bu amaçla yapılan kamulaştırmalarda uygulanan kanuni hükümlere göre yapılır.
Bu cevaplara göre, 2 parsel hala mücavir alan dışında olduğu gibi tapuların oluştuğu 1973 yılında taşınmazların imar planı dışında olduğu kesindir.
Esasen, 3194 sayılı İmar Yasası 9 Mayıs 1985 günlü Resmi.Gazete'de yayımlanmıştır. Bu yasanın yayımından 6 ay sonra yürürlüğe gireceği de yasanın amir hükmü olarak kabul edilmiştir. O halde, tapuların oluştuğu 1973 yılında 3194 sayılı Yasa mevcut olmadığına göre o tarihte bu Yasanın 11. maddesinin uygulanması suretiyle mer'aların niteliğinin değiştirilmesinden söz edilemez.
Sonuç :Yukarıda açıklanan nedenlerle:
a- Taşınmazlar MERADIR, nitelik kaybı sözkonusu değildir.
b- Mera olduğu kanıtlanan taşınmazlar için (nitelik kaybından bahisle Hazine adına tapu oluşturulması)Yasaya AYKIRIDIR.
c- 1757 sayılı Yasanın 23/a maddesine dayalı Bakanlar Kurulu Kararı oluşmadan, yani Hazineye tasarruf hakkını verecek tescil işlemine olanak sağlayacak kararname henüz DOĞMADAN, Hazine adına tescil işlemi yapılmasıda YASAYA AYKIRI olup, bu şekilde oluşan ve hukuki dayanağı olmayan tapuların özel İdareye ve B........ A.Ş.'ne devride hukuki sonuç sağlamaz.
d- 3194 sayılı Yasa tapuların oluştuğu tarihte mevcut değildir. Bu yasanın 11. maddesinin tapu tarihi itibariyle uygulanması sözkonusu değildir.
e- Hazine adına ilk aşamada oluşan tapuların yasal dayanağı olmadığı için 1757 sayılı Yasanın 23/a maddesine dayalı fakat bunun prosedürünü dahi tam içermeyen Bakanlar Kurulu Kararı iptal edilsede edilmesede, TAPULARA GEÇERLİLİK SAĞLAMAZ. Ölü doğmuş tapularına iptaline-İsabey Köyünün MERASI olarak kabulü suretiyle elatmanın önlenmesine karar verilmesi gerekirken, davanın reddi yoluna gidilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüştür. Bu itibarla belirlenen gerekçeye göre Davalı Hazinenin temyiz itirazının (REDDİNE), Davacı İsabey köyü tüzelkişiliğinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), Harçlar Yasasının değişik 13/J maddesi uyarınca Hazine yönünden harca yer olmayıp davacı köy tüzel kişiliğince yatırılmış temyiz harcının istek halinde iadesine, 12.2.1990 günü oyçokluğu ile karar verildi.
Davalı Hazine adına sicil oluşturulması idari bir tasarrufla olmuş ve Bakanlar Kurulunun 7.12.1973 günlü kararı ile 1757 sayılı Kanunun yürürlüğü sırasında ve bu yasanın 23/a maddesi gereğince taşınmazın Hazine tasarrufuna bırakılmasına karar verilmiştir. Son defa B.......... A.Ş.'ya geçen taşınmazın bu temlikinin dayanağını sözü edilen idari işlem ve tasarrufların teşkil ettiği anlaşılmaktadır. Özellikle Bakanlar Kurulu Kararı idari yargı yerince iptal edilmedikçe eldeki tapu iptali ve elatmanın önlenmesi davasının önlenmesine olanak yoktur. Davanın reddine karar verilmiş olması belirtilen nedenlerle ve sonucu itibariyle doğru olduğundan hükmün onanması oyundayız.
Başkan Hamdi ÜZGÜÇ
Üye Erdoğan ÖZDENEROL