 |
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
E: 1988/1821
K: 1988/2996
T: 12.04.1988
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 6.7.1983 gününde verilen dilekçe ile ferağa icbar suretiyle tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda, davanın reddine dair verilen 18.11.1987 günlü hükmün Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi Ankara 3 no'lu Tasfive Kurulu vekilleri tarafından istenilmekle bütün kağıtlar incelenerk gereğ düşünüldü:
KARAR : Dava, ferağa icbar suretiyle tescil istemine ilişkinir. Davaya dayanark yapılan ve Ankara 18. Noterliğince 24.11.1981 gün 30478 yevmiye numara ile düzenlenen sözleşme ile (M.İ.), Düzce ilçesi Kültür Mahallesi İstanbul ceddesindekain ve tapunun 40 ada 38 parsel sayısında kayıtlı taşınmazını 50 milyon ilar karşılığında (Y.A.)'a satış vaadinde bulunmuş, satış bedelini peşin aldığını ve aalmayı vaadedenin üç ay içerisinde vaki talebi üzerine bir hafta zarfında ferağ takririni vereceğini bildirmiştir. Öte yandan alıcı (Y.A.), sözleşmenin düzenlendiği sırada "Banker Başak" namıyla benkerlik yapmaktadır. Ancaka 20. Noterliğinde 20.8.1982 gün ve 24222 sayılı ile tasdik edilen "Banker Başak'a" ait 24.11.1981 günlü belgeye nazaran vade tarihi 24.3.1982 günü olmak üzere (M.İ.)'na 30 milyon lira borç para verilmiştir. İcra dosyalarına göre, (M.i) muhtelif çeklerden dolayı banker (Y.A.)'a borçludur. Bu raada davae konusu 40 ada 38 parsel sayılı taşınmazın vasfı altında dört dükkanı olan kargir en ve on ahşap dükkan hahçesi" olarak yazılı ise de, bu yerde altında pasaj ve dükkanları haviötelin mevcut ve 24.11.1981 günlü itibariye 517.782.400 lira değerinde olduğu anlaşılmıştır. Açıkça izah olunduğ veçhile (M.İ.)'nun 24.11.1982 günü, (Y.A.)'a altında pasarj ve dükkanları havi olan otelini satışından dolayı elli milyon lira parası olduğu halde aynı şahsa ait "Banker Başak" firmasından 30 milyon lira borç para alması hayatın olağan akışına ters düşmesi, aynı gün düzenlenen satış vaadi ve karz sözleşmelerine ilişkni her iki belgede ferağ takriri ve borç vade günlerinin aynı tarihlere rastlaması, satışı vaadedilen taşınmazın satış bedeli ile rayiç değeri arasında açıkfark bulunması, icra takiplerine dayanak teşkileden muhtelif çeklerin mevcudiyeti karşısında satış vaadi sözleşmesinni aslında borç alınan paranın teminatı olmak üzere düzenlendiğine değinen savunmanın doğru olduğunu göstermektedir.
Bu itibarla, ordaka hukuken geçerli birsatış vaadi sözleşmesi olmadığından, ferağa icbar suretiyle tescil isteğnini dinlenme olanağı yoktur ve bu nednele davanın reddi doğrudur.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerel davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,12.4.1988 gününde oybirliğiyle karar verildi.