 |
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
E: 1988/1091
K: 1988/2769
T: 05.04.1988
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Davacı (M.A.T) vekili tarafından, davalılar aleyhine 4.6.1984 günüide verilen dilekçe ile ferağa icbar suretiyle tescil istenmesi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan muhakeme sonunda davanın reddine dair verilen 14.12.1987 günlü hükmün Yargıtay'ca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı tarafından istenilmekle gereği düşünüldü:
KARAR : Kural olarak ve münhasıran iştirak halinde mülkiyeti hükümlerine tabii taşınmaz mallar hakkında miras taksim sözleşmesi yapılabilir. İştirakin müşterek mülkiyete dönüştürülmesinden sonra düzenlenen taksim sözleşmeleri hükmü ifade etmez. Davalılar, mirasbırakanları (M.H.A.)'a ait dava dışı 138 ada 7 ve 35 parsel sayılı taşınmazları, tapuda, iştirak halini terkle müşterek mülkiyet halinde adlarına intikal ettirdikleri dosyadaki mevcut belgelerden anlaşılmaktadır. Davalılar arasındaki taksim sözleşmesi ise, 7.6.1982 günü düzenlenmiştir. Bu durumda, taksim sözleşmesine itibar edilemez. Davalılar (S.A.) ve (K.A.) vekilleri ise, taksim sözleşmesinde 1792 (1521) ada 94 parsel sayılı taşınmazın müvekkillerine isabet ettiğinden bahisle, bu yerdeki apartmanı 7 numaralı dairesini davacı (M.A.T.)'a satış vaadinde bulunmuştur. Sözü edilen taksim senedi geçersiz olmakla, buna dayalı satış vaadi sözleşmesine itibar edilmesi mümkün değildir. Kaldı ki, 94 parsel sayılı taşınmazda kat irtifakı eya kat mülkiyeti kurulmadığından, davalılar (S.A.) ve (K.A.)'ın paylarının davacı (M.A.T.) adına tescili yönünden satış vaadi sözlemesinin henüz ifa olanağı da doğmamıştır.
Açıklanan durum karşısında davanın reddi, usul ve yasaya uygundur.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyel usul ve yasaya, uyulan bozma ilamı gereklerine uygun olan hükmün ONANMASINA, 5.4.1988 gününde oybirliğiyle karar verildi.