Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 2004/4841
K: 2004/14134
T: 11.10.2004

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


• ZAPTA KARŞI TEKEFFÜL
İçtihat Özeti: Satılan şeyin üçüncü bir şahıs tarafından, satım akdi zamanında mevcut bir hak sebebi ile tamamen veya kısmen zapt edilmesi halinde satıcı alıcıya karşı sorumludur.
(818 s. BK. m. 189, 192, 217)
(4721 s. MK. m. 1020)
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
Davacı, davalıdan 7 nolu parseldeki taşınmazı 10.6.1996 tarihinde resmi kayıtla satın aldığını, üzerine ev yaptığını, ancak kadastro mahkemesince bu taşınmazın dava dışı Ahmet adına tesciline karar verildiğini, ayrıca yapılan ev için müdahalesinin men'i ile, kal'e karar verildiğini, zarara uğradığını ileri sürerek, ev için yapılan masraf, vergi vs.nin toplamı 10.281.563.400 TL. ile 10.000.00.000 TL. manevi tazminatın ödetilmesini istemiştir.
Davalı, davacının taşınmazı, ihtilaflı olduğunu bilerek satın aldığını, iyi niyet iddiasında bulunamayacağını savunarak davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece, her ne kadar tapu kaydında alım satım tarihi itibariyle ihtiyati tedbir veya nizalı olduğuna dair şerh yoksa da, davacının taşınmazla ilgili ihtilafı bildiğinin tanıklarca ifade edildiği, davacının ayrıca beklenen özen ve dikkati göstermesi gerektiği açıklanarak davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, satım aktinden kaynaklanan, zapta karşı tekeffül hükümlerine ilişkindir. Davacının, davalıdan 463 nolu parselde özel parselasyon sonucu oluşan 53 nolu parseli, tapuda kayden 10.6.1996 tarihinde satın aldığı, ancak taşınmazın kadastro mahkemesinde görülen dava sonucu dava dışı Ahmet adına tesciline karar verilerek zapt olunduğu uyuşmazlık konusu değildir. Açılan tapu iptal ve tescil davası sonucu taşınmazın mülkiyet hakkını kaybeden davacı BK.nun 217. maddesi delaletiyle zapta karşı tekeffül ve haksız iktisap kurallarına göre davalı satıcıdan zararlarını ve ödediği bedeli talep edebilir. Davacının satın alması sırasında tapu kaydında aynının uyuşmazlığa konu olduğu konusunda herhangi bir sınırlama bulunmaması karşısında, alıcı olan davacının TMK.nun 1020 maddesi gereğince iyiniyetli olduğunun kabulü zorunludur. BK.nun 189. maddesi, satılan şeyin 3. bir şahıs tarafından satım akdi zamanında mevcut bir hak sebebi ile tamamen veya kısmen zapt edilmesinden satıcıyı alıcıya karşı sorumlu tutmaktadır. Aynı maddenin 2. fıkrasında ise, "alıcı zapıt tehlikesinden satımın inikadı zamanında haberdar ise satıcı tahsisen iltizam ettiği kefalet dolayısıyla mesul olur" hükmü getirilmiştir. Kaldı ki, uyuşmazlıkta, satıcı konumundaki davalının satım akdininin inikadından önce kendisi hakkında açılan men'i müdahale ve kal davasından alıcıyı haberdar etmemesi BK.nun 189/son maddesinin uygulanmasını zorunlu kılar. Nevar ki, bu hususlar gözetilmeden mahkemece dinlenen şahit beyanlarına göre davacının akdin inikadından önce 3. kişinin zapıt tehlikesini bildiğinin kabulü mümkün değildir. Zapta karşı tekeffül hükümlerini düzenleyen BK.nun 192. maddesi de, taşınmazın tamamen zaptı halinde, satımın münfesih addolunacağı ve alıcının, satıcıdan aynı maddenin 1, 2, 3 ve 4. bentlerinde yazılı zararları isteyebileceğini, hükme bağlamıştır. Bu bentlerde hükme bağlanan zarar ve ziyanlarda, satıcının kusurlu olmasını gerektirmez. Satıcı, her halükarda bu bentler-deki zarar ve ziyandan sorumludur. Ancak anılan maddenin son fıkrasına göre, satıcı kendisine kusur isnat edilemeyeceğini ispatlamadıkça, satılanın zaptından kaynaklanan her türlü zarardan da sorumludur. Mahkemece, yasanın bu hükümleri nazara alınarak bir karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme sonucu yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın, davacı yararına (BOZULMASINA), peşin harcın istek halinde iadesine, 375.000.000 lira duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, 11.10.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini