 |
T.C
YARGITAY
13. HUKUK DAİRESİ
E: 2004/1065
K: 2004/9807
T: 22.6.2004
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- TAPULU TAŞINMAZIN HARİCEN DEVRİ
- ALACAĞIN TEMLİKİ SÖZLEŞMESİ
- TAZMİNAT
İçtihat Özeti: Davacı ile akidi davalı arasındaki sözleşme, tapulu taşınmazın devrini öngörmesine rağmen haricen düzenlenmiş ise de, niteliği itibariyle alacağın temlikine ilişkin bir sözleşme olmasına; taraflar arasında görülüp kesinleşen başka bir davada anılan davalı, davacının iddialarını kabul ettiğine göre, alacağın temlikine ilişkin olarak düzenlenmiş bulunan bu sözleşme geçerli olduğundan, davacı anılan sözleşmeye dayanarak davaya konu villanın dava dışı şahsa tapuda satışının yapıldığı tarihteki değerini değil, dava tarihindeki değerini, akidinden isteyebilir.
(818 s. BK. m. 162 vd.)
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatı tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Davacı, davalılardan Osman'ın arsa sahibi diğer davalı İbrahim'in de yüklenici olduğunu, bu davalıların kendi aralarında yaptıkları kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile inşa edilecek tribleks villalardan iki adedinin yüklenici İbrahim'e ait olacağının kararlaştırıldığını, İbrahim'in kaba inşaat aşamasına getirdiği inşaatı diğer davalı Bahattin'e devrettiğini, Bahattin'in bu inşaatı tamamlaması karşılığında yüklenici İbrahim'e verilecek tribleks villalardan birisinin Bahattin'e verileceğinin de bu davalılar arasında kararlaştırıldığını, Bahattin'in kendi hissesine düşen tribleks villayı 1988 yılında kendisine sattığını, arsa sahibinin İbrahim'e verdiği vekaletnamesinde eksiklik olduğu için tapuda resmi satış işleminin gerçekleştirilemediğini, 21.2.1990 tarihinde İbrahim'in arsa sahibine vekalet kendisine satılan taşınmazı tapuda, dava dışı Emek'e velayeten davalılardan Haydar ve Melike'ye sattığını, aralarında tapu iptali davasının devam ettiğini, davalıların hep birlikte zararına neden olduklarını ileri sürerek şimdilik taşınmazın değeri nedeniyle 12.000.000.000 TL, 6 yılık kira kaybı nedeniyle 1.500.000.000 TL manevi tazminat olarak da 1.500.000.000 TL ki toplam 15.000.000.000 TL tazminatın faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılardan Osman, İbrahim, Haydar ve Melike davanın reddini dilemişler, diğer davalı Bahattin oturumlara katılıp savunmada bulunmamıştır.
Mahkemece, 5.5.1988 tarihli harici sözleşme ile davalılardan Bahattin tarafından davacıya satılan taşınmazın daha sonra 21.2.1990 tarihinde tapuda dava dışı Emek'e satıldığı bu tarih itibariyle aktin ifasının imkansız hale geldiği, bu durumda davacının 21.2.1990 tarihindeki taşınmazın raiç değerini akidi olan davalılardan Bahattin'den talep edebileceği gerekçe gösterilmek ve bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle 157.998.993 TL.nın faiziyle birlikte Bahattin'den tahsiline, fazlaya ve diğer davalılara yönelik talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
- Toplanan delillerden ve taraflar arasında görülüp kesinleşen Edremit Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/242 esas sayılı dava dosyasının incelenmesinden davacı ile davalılardan Bahattin arasında düzenlenen 5.5.1988 tarihli sözleşmenin davalılardan arsa sahibi Osman ile diğer davalı İbrahim
arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesine dayanılarak düzenlenen ve yüklenici olarak kendisine verilecek tribleks dairenin satışına öngördüğünü, her ne kadar tapulu taşınmazın devrini öngörmesine rağmen haricen düzenlendiği anlaşılmakta ise de bu sözleşmenin niteliği itibariyle B.K. 162. ve devamı maddeleri hükmünce alacağın temlikine ilişkin bir sözleşme olduğu anlaşılmaktadır. Nitekim bu husus, az yukarıda zikredilen Edremit Asliye Hukuk Mahkemesi dosyası içerisindeki Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 8.11.1996 ve 26.10.1999 günlü bozma ilamında da açıkça belirtilmiştir. Diğer taraftan yine aynı dava dosyası içerisinde bulunan davalılardan Bahattin'in 8.2.1996 tarihli dilekçesinde davacının iddialarında haklı olduğu ve açılan davaya bir diyeceğinin bulunmadığı belirtilmek suretiyle davacının iddiaları kabul edilmiştir. Hal böyle olunca alacağın temlikine ilişkin olarak düzenlenmiş bulunan sözleşme geçerli olup, davacı bu sözleşmeye dayanarak davaya konu tribleks villanın dava tarihindeki değerini akidi olan davalı Ba-hattin'den ister. Mahkemenin bu hususu gözardı ederek taşınmazın 21.2.1990 tarihindeki değerine hükmetmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte belirtilen nedenlerle davacının diğer temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte belirtilen nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına (BOZULMASINA), peşin harcın istek halinde iadesine, 375.000.000 lira duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, 22.6.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.