 |
T.C
YARGITAY
3. Hukuk Dairesi
E : 2002/8006
K : 2002/8154
T : 08.07.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasında görülen nafakanın indirilmesine dair davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
YARGITAY KARARI
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Davacı dilekçesinde; Davalı ile 07.07.2000 tarihinde boşandığını, boşanma kararı ile; yapılan protokol gereği müşterek çocuk Egehan için aylık 100 Amerikan Doları iştirak nafakası bağlandığını, ayrıca öğrenim giderlerinin de tarafınca karşılanacağı hususunda karşılıklı uzlaşmaya varıldığını, ancak; gerek dünyanın ve gerekse Türkiye'nin değişen ekonomik ve sosyal yapısı, döviz miktarındaki ani ve çok yüksek artış nedeni ile bu miktarı ödeyemeyecek duruma düştüğünü iddia ederek, iştirak nafakasının aylık 120.000.000 liraya indirilmesini ve döviz cinsinden Türk Lirası cinsine çevrilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf, haksız açılan davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, "Davacı babanın velayeti anneye verilen müşterek çocuğun ihtiyaçlarını kendi gücü oranında ve küçük çocuğu da mağdur etmeyecek şekilde hakkaniyete uygun miktarda bir nafaka ödemekle yükümlüdür. Bu nedenle tarafların sosyal ve ekonomik durumları da nazara alınarak davanın nafaka indirimi davası olarak değerlendirilip, dava tarihinden itibaren müşterek çocuk için belirlenen 100 Dolar aylık iştirak nafakasının 120.000.000 lira olarak tespiti gerekmiştir" gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar, açılan boşanma davası sonucunda; MK.nun 134/3.maddesi gereğince anlaşmalı olarak boşanmışlardır. Yaptıkları protokolle; velayeti anneye verilen müşterek çocuk Egehan için aylık 100 Dolar nafaka ödemeyi davacı baba kabul etmiş, mahkemece bu protokol tastik edilmiş, karar kesinleşmiştir. Kesinleşen hükümle Dolar üzerinden nafaka ödenmesi hususu BK.'nun 83.maddesine uygun olup, yasaya aykırılık teşkil etmemektedir.
Tarafların, sözleşme ile döviz üzerinden nafakanın ödenmesini kararlaştırmalarında ki amaç; ülkedeki ekonomik yapı gereği enflasyonun yüksek olması ve paranın satın alma gücünün azalması nedeni ile küçüğün ihtiyaçlarının mahkeme kararma gerek duyulmadan karşılanmasına yöneliktir. Anlaşmayla döviz üzerinden nafaka ödemesinin, Türk Lirasına çevrilmesi veya indirilmesi talebi; ancak, önemli ölçüde döviz kurunda meydana gelebilecek değişiklik nedeni ile, kararlaştırılan döviz miktarının ödenmesinde acze düşülmesi halinde mümkündür.
Somut olayda, davacı; her ne kadar, dövizdeki ani artış ve maaşındaki artışın yetersizliği nedeni ile protokolle kararlaştırılan nafakanın indirilmesi ve Türk Lirasına çevrilmesini talep etmişse de, ülkemizdeki döviz kurundaki dalgalanma; yukarıda belirtilen önemli ölçüdeki değişiklik kapsamında değerlendirilemez. Zira, dövizde ilk etapta ani bir yükseliş olmuşsa da, zaman içerisinde bu yükseliş frenlenmiş, hatta belirli bir durgunluk dönemi yaşanmıştır. Uzun süreli dönemde; Dolardaki artış oranı, ülkedeki mevcut enflasyon oranını karşılamamış, hatta altına düşmüştür. Öte yandan, hükümet politikası olarak memurların aldıkları maaşın enflasyon oranında artırılması sonucu, davacının aldığı maaşa göre de; sözleşme ile kararlaştırdığı ve taahhüt ettiği miktarı (100 Dolar) ödemede aczi gerçekleşmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, mahkemece davacının davasının reddi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08.07.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.