 |
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 2002/3952
K: 2002/5430
T: 13.5.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
818/m.63,64
743/m.907
4721/m.994
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu düşünüldü:
KARAR : Davacı, davalı Hazine adına kayıtlı taşınmaza ağaç dikmek suretiyle faydalı masraflar yaptığını ancak taşınmazın Hazine tarafından diğer davalıya satıldığını belirterek, muhdesatların toplam değeri olan 4.592.255.000 TL.nın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece muhdesatların değeri olan 625.000.000 TL. nın 13.6.1997 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı Hazine'den tahsiline, diğer davalı hakkındaki davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun
gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı, bu davada, taşınmazın kendisi tarafından dikilen ağaçlar ve bağ nedeniyle fazla bedele satıldığını, bu fazla bedel kadar karşı tarafın zenginleştiğini öne sürerek bunun ödetilmesini istemiştir.
Gerçekten taşınmaz, davaya konu muhdesatlar nedeniyle daha yüksek bir bedelle satılmış ise bu halde davalı Hazinenin, haksız olarak zenginleştiği miktarı davacıya iade etmesi gerekir. Bunun tesbitinde ise, davacının diktiği ağaçlar, yaptığı muhdesatlar için hiçbir şekilde maliyet hesabı yapılmaksızın taşınmazın 3. kişiye satışı tarihi itibariyle taşınmazın mevkii, konumu, imar durumu, satın alınmasındaki objektif amaç, taşınmaz üzerindeki muhdesatların alıcıya sağlayacağı muhtemel yarar ile varlığının getireceği muhtemel zarar gibi faktörler tek tek irdelenerek taşınmazın muhdesatlı gerçek sürüm değeri ile muhdesatlar yok farz edilerek gerçek sürüm değerleri ayrı ayrı saptanmakta bu yolla bulunacak iki değer arasında muhdesatları yapan lehine bir fark oluşmaz, değişik bir anlatımla taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatların varlığı alıcı yönünden bir ekonomik değer taşımadığı için satım bedeline etki yapmıyor veya yapmayacak ise, davalıların muhdesatlar nedeniyle zenginleşmelerinin olmadığı aksi halde iki bedel arasında muhdesatları yapan yönünden lehine bir fark oluştuğunda ise bu iki değerinin birbirine oranlanması, bu oranın 3. kişiye satış bedeline uygulanması suretiyle elde edilecek fark bedel kadar muhdesatlar nedeniyle arsa sahiplerinin zenginleştiği kabul edilmektedir. Mahkemenin hükmüne esas aldığı bilirkişi raporu az yukarda açıklanan hususları açıklığa kavuşturan bir rapor niteliğinde değildir. Mahkemece muhdesatların değerine göre hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
3-Davadan önce davalı Hazineye ihtar gönderilip temerrüde düşürülmediğinden, faize dava tarihinden itibaren hükmedilmesi gerekirken, tesbit raporunun davalıya tebliğine ilişkin belge de olmadığı halde, mahkemece hüküm altına alınan miktara tesbit tarihinden itibaren faiz yürütülmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ : 1.bent gereğince davalı Hazinenin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2.ve 3.bentlerde açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, 13.5.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.