Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 2002/376
K: 2002/611
T: 24.1.2002

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
  • İTİRAZIN İPTALİ ( Davalı Bakanlığın Danıştayca İptal Edilen Genelgesi Uyarınca Ödenen Bedelin İadesi İçin Yapılan İcra Takibine Vaki İtiraz )
  • İDARİ İŞLEMİN YARGILAMA SIRASINDA İDARİ YARGICA İPTAL EDİLMESİ ( Davanın O İdari İşlemin Öngördüğü Hukuki Çerçevede Değerlendirilip Sonuçlandırılmasına Hukuken Olanak Olmaması )
  • İDARİ İŞLEMİN İPTALİNİN GERİYE YÜRÜMESİ ( Davanın O İdari İşlemin Öngördüğü Hukuki Çerçevede Değerlendirilip Sonuçlandırılmasına Hukuk en Olanak Olmaması Nedeniyle )
 
2577/m.12
2004/m.67
 
DAVA : Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatı tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili avukat Faik Tanlık gelmiş, diğer taraftan gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, davalı bakanlığın çıkardığı 1995/1 sayılı tebliğ uyarınca, satılan çimentolar nedeniyle fona para kesildiğini, Danıştay kararı ile tebliğin iptal edildiğini, kesilen paraların iadesi gerektiğini, yaptığı icra takibine itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptaline, % 40 tazminata, parayı kullanan diğer davalıdan da faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, yasa ve tebliğ uyarınca işlem yapıldığını savunarak davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, paranın kullanıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı tarafından açılan dava sonucunda, Danıştay 10. Dairesinin 17.6.1997 gün ve 1995/2740-1997/2400 sayılı kararıyla, 1995/1 sayılı tebliğ iptal edilmiş ve bu karar kesinleşmiştir. O nedenle, bu noktada, sözkonusu iptal kararının dava konusu uyuşmazlığa etkisinin ne olacağının belirlenmesi gerekmektedir.
İdare Mahkemeleri ve Danıştay Dairelerince, bir idari işlem hakkında verilen iptal kararlarının , o idari işlem, ilk tesis edildiği andan itibaren ortadan kaldıracağı ve işlemin yapılmasından önceki hukuki durumu yeniden ortaya koyacağı; eş söyleyişle, kesinleşmiş bir iptal kararının sakatlığı saptanan idari işlemi geriye yürür biçimde hukuk aleminden sileceği öğretide ve Danıştay kararlarında ittifakla kabul edilmektedir. ( Danıştay Dava Daireleri Kurulu'nun, 4.2.1966 gün ve 1965/473 esas sayılı kararı ) Bu durumda, verilen ve kesinleşen iptal kararıyla birlikte, 1995/l Sayılı Tebliğin, ilk tesis edildiği tarihten itibaren ve hatta idarenin herhangi bir geri alma veya kaldırma işlemine ihtiyaç bulunmaksızın, doğrudan ve otomatik olarak yürürlükten kalkmış bulunduğunun kabulü zorunludur.
Bu saptamadan bir adım daha ileriye gidildiğinde, Tebliğin iptaline ilişkin kararın, o tebliğe dayanılarak açılmış ve devamı etmekte olan davalarda uygulanma olanağının bulunup bulunmadığının belirlenmesi gerekecektir. Hiç kuşku yoktur ki, bir idari işlemden kendi lehine sonuçlar çıkarın ve ona dayanarak hak talebinde bulunan tarafça açılan davanın henüz kesin hükümle sonuçlanmadığı bir aşamada, dayanarak idari işlemin hukuk aleminden silinmesi, ortadan kalkması durumunda, artık uyuşmazlığın o idari işlemin öngördüğü hukuki çerçevede değerlendirilip sonuçlandırılmasına hukuken olanak bulunmamaktadır. Eş Söyleyişle, uyuşmazlık, davada dayanılan ve yargılama sırasında idari yargı yerinin iptal kararıyla ortadan kalkan idari işlemin, tesisinden önceki hukuki durum çerçevesinde ele alınıp karara bağlanmalıdır.
Mahkemece fonda toplanan paradan davacıya ödenen miktar düşülmek suretiyle kalan bakiye yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 24.1.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Türk Telekom Borç 
  • 13.06.2025 08:58
  • [Mal Paylaşımı davaları] Mal Paylaşımı dava sonucu alacak Nafakadan düşülebilir mi 
  • 12.06.2025 08:44
  • SGK sözleşmeli özel hastane Savcılığa şikayet edilebilir mi ? 
  • 11.06.2025 20:01
  • Fuzuli İşgalci Evin Demirbaşlarını Söküp Götürebilir Mi 
  • 11.06.2025 18:54
  • Solidworks Lisanssiz kullanımi yanlış adreste arama 
  • 10.06.2025 01:05


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini