 |
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E : 2002/3679
K : 2002/5360
T : 9.5.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
· KİRA SÖZLEŞMESİ
· ADİ KEFALET
ÖZET : Davacı, davalı ile kiracılar arasında düzenlenen kira sözleşmesine kefil olarak imza atmıştır. Bu kefalet BK.483 md.de belirtilen adi kefalet niteliğindedir. Aynı kanunun 484.md.ne göre bu kefaletin geçerli olabilmesi için kefilin yazılı açıklaması ile belirli bir sorumluluk tutarının belirtilmesi şarttır. Buna aykırı olarak verilen taahhütler geçersizdir. Bu nedenlerle davacı karşı davalı kefil miktarı önceden belli olmayan her kullanma bedelinden sorumlu tutulamaz.
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalıya ait taşınmazın kiralanması sırasında kiracılara kefil olarak imza attığını, teminat senedinin icraya konduğunu, icraya ödeme yapmak zorunda kaldığını ileri sürerek tahsil edilen 250.000.000 TL.nin ödeme tarihinden faizi ile ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı kefilin kira parasından sorumlu olduğunu savunmuş, açmış olduğu karşı davasında kira alacağı ve hor kullanım bedeli olarak 705.580.000 TL.nin faizi ile tahsilini istemiştir.
Mahkemece asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı karşı davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı-karşı davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı, davalı ile kiracılar arasında düzenlenen kira sözleşmesine kefil olarak imza atmıştır. Bu kefalet Borçlar Kanunu 483.maddesinde belirtilen adi kefalet niteliğindedir. Aynı kanunun 484.maddesine göre bu kefaletin geçerli olabilmesi için yazılı olması ve belli bir miktarı içermesi şarttır. Kanun maddesine aykırı olacak şekilde verilen taahhütler hukuken geçersizdir. Davacı-karşı davalı kefil, miktarı önceden belli olmayan hor kullanım zararından sorumlu tutulamaz. Mahkemece bu kalem istek yönünden karşı davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bent gereğince davacı-karşı davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle kararırı temyiz eden davacı - karşı davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 9.5.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.