 |
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 2002/2482
K: 2002/2215
T: 7.3.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- MÜLKİYETİN TESBİTİ
- KADASTRO TUTANAKLARININ KESİNLEŞMESİ
- HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE
İÇTİHAT ÖZETİ: Kadastro tesbit tutanaklarında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tesbitlere karşı, tutanakların kesinleşme tarihinden itibaren 10 yıl geçtikten sonra, kadastro teshilinden önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz ve dava açılamaz; bu süre hak düşürücü olup mahkemece resen gözetilmelidir,
(3402 s. Kadastro K. m. 12)
Taraflar arasındaki mülkiyetin tesbiti davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
Davacı, 63 parselde kayıtlı taşınmazda davalılarla müştereken malik olduklarını, bu taşınmazdaki ortaklığın giderilmesi amacıyla dava açıldığını ve davanın halen derdest olduğunu, taşınmaz üzerindeki iki katlı evin 1. katının kendisi tarafından inşaa edildiğini ileri sürerek, 63 parselde bulunan iki katlı
Davalılar, taşınmazın arsa olmayıp, tapuda da bahçeli kargir ev olarak tahsisi yapılmış bir gayrimenkul olduğunu ve murisleri tarafından inşaa edildiğini bildirerek, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, 63 parsel üzerinde mevcut zemin kat 2 oda, 1 salon, 1 mutfak, WC, banyodan ibaret 9,210.240.000 TL değerindeki binanın davacı tarafından yapıldığının tesbitine karar verilmiş, hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Tarafların murisine ait olan taşınmazın, dosyada yer alan tapu kaydının cinsinin, bahçeli kargir ev olduğu ve kadastroda muris adına 9.7.1975 yılında tescil edildiği gözlenmiştir. Davacı, dava konusu taşınmazdaki evin, alt katının kendisi tarafından yapıldığını iddia etmiş ve dinlettiği tanıkları evin 1962 yılında davacı tarafından yaptırıldığını bildirmiştir. Davalılar ise, tapu kaydına dayanarak, tapu kaydında yazılı evin muris tarafından yaptırıldığını savunarak, davanın reddini dilemişlerdir. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12. maddesi 'Tutanaklarda belirtilen haklara sınırlandırma ve tesbitlere ait tutanakların kesinleşme tarihinden itibaren 10 yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz ve dava açılamayacağını" hükme bağlamış olup, bu süre hak düşürücü olup, mahkemece resen gözetilmesi gerekir.
Davacının iddiası ve iddiayı doğrulayan tanık anlatımları evin 1962,1963 yıllarında, dolayısıyla Kadastro tesbitinden önce yapıldığını bildirdiklerine göre ve istek sonucu itibariyle kadastro tutanağının beyanlar hanesinin değiştirilmesine yönelik bulunduğundan davacının kadastrodan önceki sebebe dayanarak açmış olduğu, bu davanın dinlenme olanağından söz edilemez. Davacı, kadastro tesbitinden sonraki, hukuki sebebe dayanmadığına göre davanın reddine karar verilmesi gerekirken, aksi yazılı düşüncelerle davanın kabul edilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bozma nedenidir.
Sonuç : Temyiz olunan kararın, yukarıda açıklanan nedenle davalılar yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 7.3.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.