 |
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E : 2002/10402
K : 2002/13370
T : 12.12.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- ADİ ORTAKLIĞIN FESHİ
- ADİ ORTAKLIĞIN TASFİYESİ
818 s. BK/535,538
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılamam yapılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatıncı temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
Davacı, davalı ile 17.1.2000 tarihli sözleşme ile ortak oldukları lokantanın davalı tarafından haksız olarak fiilen kapatıldığını, mahkemece tesbit edilen mallara da el koyduğunu, bu malların yarısının kendisine ait olduğunu ileri sürerek fazlasını saklı tutarak 3.000.000.000 TL.nın faizi ile ödetilmesini talep istemiştir.
Davalı, lokantanın adına kayıtlı olup, borçlarını kendisinin ödediğini ve zor durumda kalınması nedeniyle kapatıldığını, sözleşme uyarınca bir ortağın diğer ortağın hissesini alabilmesinin sözkonusu olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabul 2.900.000.000 TL.nın dava tarihinden yasal faiziyle tahsiline karar verilmiş hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki adi ortaklığın varlığı tarafların kabulündedir. Davacı idareci ortak olan davalının işyerini kapatıp kendisini sokmadığını bildirerek demirbaşların yarısının kendisine ait olduğunu ileri sürmüştür. İşyerinin fiilen kapandığı anlaşıldığına göre bu davadaki istemin netice itibariyle adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine yönelik olduğunun kabulü gerekmektedir. Ayrıca idareci ortak olduğu anlaşılan davalının da hesap verme yükümlülüğü vardır.
Adi ortaklığın ne şekilde sona ereceği B.K.nun 535. maddesinde tasfiyenin nasıl ve kimler tarafından yapılacağı da 538 ve devamı maddelerinde gösterilmiştir. B.K.nun 535/7. maddesine göre mahkemece adi ortaklığın feshine karar verildiğinde ortaklığın mal varlığının ne şekilde tasfiye edileceği de karar yerinde gösterilmelidir. Tasfiyenin B.K.nun 538. ve devamı maddeleri gereğince yapılması için mahkemece öncelikle tarafların tasfiye hususunda ani anlaşamadıkları tesbit edilmeli, tasfiyede anlaştıkları taktirde ona göre karar verilmelidir. Taraflar mevcut mal ve demirbaşların bölüşülmesinde ya da mal varlığının bir meblağ karşılığında diğerine bırakılmasında anlaşamadıkları takdirde mahkemece tayin olunacak bir tasfiye memuru marifetiyle bu mal satılarak tasfiyenin B.K. 539 maddesi hükmüne göre şirketin borçları ödendikten ve ortaklardan herbirinin şirkete yaptığı avanslarla şirket için yapılan masrafları ve sermayeleri iade olunduktan sonra bir şey kalırsa bunun taksimine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı temyiz edilen hükı davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iade 12.12.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.