 |
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 2001/8758
K: 2001/10126
T: 8.11.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
2004/m.72
Taraflar arasındaki menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Davacılar, davalıdan 2000 Dolar borç para aldıklarını, borçlarına karşılık toplam 425.000.000 TL ödedikleri halde, davalının ödedikleri parayı mahsup etmeden 2000 dolar karşılığı 468.384.000 TL.nin % 90 ticari faizi ile tahsili için takipte bulunduğunu, ayrıca davalının ve kendilerinin tacir olmadığını, bu nedenle alacağın ticari faiz ile tahsili isteminin kanuna aykırı olduğunu, davalıya 103.384.000 TL borçları bulunduğunu ileri sürerek, davalıya takibe konu miktar kadar borçları olmadığının tesbiti ile, davalının inkar tazminatı ile mahkumiyetine karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, davacılardan toplam 130.000.000 TL haricen alındığını bildirerek, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davacıların takip miktarının 185.000.000 TL.lik kısmından dolayı borçlu olmadıklarının tesbitine, 185.000.000 TL kısım üzerinden takriren % 10 oranında tazminatın davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacılar, dava dilekçelerinde, davalının alacağı % 90 ticari faizi ile birlikte tahsili talebinde bulunduğunu, tarafların tacir olmadığını bildirerek, talep edilen % 90 faiz
oranının yasal olmadığını bildirerek itiraz etmişlerdir. Taraflar tacir değildir ve yapılan iş de ticari iş niteliğinde değildir. Bu durumda icra takip tarihinden itibaren alacağa yasal faiz yürütülecek şekilde takibin devamına karar verilmesi gerekir. Ne varki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün bu yönden değiştirilerek ve düzeltilerek onanması HUMK 438/7. maddesi gereğidir.
3-İİK 72/5 maddesi hükmü uyarınca Borçluyu menfi tesbit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde kırkından aşağı olamaz. Bu madde hükmüne göre kabul edilen kısım üzerinden % 40 oranında tazminata hükmedilmesi gerekirken, aksi yazılı düşüncelerle anılan kanun maddesine aykırı olarak % 10 oranında tazminata hükmedilmiş olması da usul ve yasaya aykırıdır. Bozma nedenidir. Ne varki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün bu yönden değiştirilerek ve düzeltilerek onanması HUMK 438/7. maddesi gereğidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan 1. bent gereğince davacıların diğer temyiz itirazının reddine, 2. bentte açıklanan nedenle, takibe konu borcun takip tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsiline, 3. bentte açıklanan nedenle hükmün 1. bendindeki ( % 10 oranında tazminatın) sözlerinin karardan çıkartılarak bunun yerine (% 40 oranında tazminatın )sözlerinin yazılmasına, hükmün değiştirilen ve düzeltilen bubiçimiyle ONANMASINA, peşin harcın onama harcından çıkartılmasıyla arta kalan 6.750.000 liranın istek halinde iadesine, 8.11.2001 gününde oybirliğiyle karar verildi.