 |
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 2001/742
K: 2001/1516
T: 15.2.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
2004/m.67
818/m.19
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü :
KARAR : Davacı avukat davalı ile aralarında düzenlenen avukatlık Ücret sözleşmesi gereği, davalı adına Kamulaştırma Bedeli arttırım davasını açıp sonuçlandırdığını, kararın kesinleşmesinden sonra davalı tarafından azledildiğini ve ücret sözleşmesine konu borcuda ödemediğini, alacağın tahsili için giriştiği icra takibine davalının itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamını ve %40 icra inkar tazminatının davalıdan alınmasını istemiştir.
Davalı davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece takip konusu yapılan 69.500.000 Tl. asıl alacak ile bunun 8.1.2000 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile ilgili icra takibine davalının itirazının iptali ile bu kısımla sınırlı olarak takibin devamına, inkar ve kötü niyet tazminatına hükmedilmesi yönündeki isteklerin reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delilerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Avukatlık ücreti, avukatla iş sahibi arasında, tarifede yazılı asgari miktarın altında olmamak ve belli bir miktarı kapsamak kaydıyla serbestçe kararlaştırılabilir. Somut olayda, taraflar arasında düzenlenen 28.4.1998 tarihli Avukatlık ücret sözleşmesinde Avukata bu işten ötürü 10.000 amerikan Doları dava kaybedildiği takdirde ise, 1000 Amerikan Dolar ücret ödeneceği kararlaştırılmıştır. Sözleşme, anılan yasa hükmüne uygun olarak düzenlendiği için, kural olarak geçerlidir. Ancak, bu sözleşmenin yapıldığı tarihte, Borçlar Kanunun 19. maddesi hükümlerine de aykırı düşmemesi gerekir. O nedenle, tarafların sözleşme ile amaçladıkları çıkarların dengede olması gerektiği kabul edilerek, sözleşenlerin gerçek ve müşterek maksadı ve çıkarları aranmalı sözleşmenin kanununun gösterdiği hudutlar içinde kalıp kalmadığı, ahlaka aykırı olup, olmadığı belirlenmelidir. Sözleşmenin yapıldığı tarihte, bir taraf için sağlanan hak ve menfaatte eşit düşmeyen fahiş bir hak ve menfaatin karşı tarafa sağlanması ahlak kurallarına aykırı düşer. Bu nedenle olayımızda, davacı Avukatlık yardımı ile davalıya sağladığı hak ve menfaatler belirlenmeli, sözleşme tarihindeki kur üzerinden, 10.000 Amerikan Dolarının Türk Lirası karşılığı bulunmalı, böylece kararlaştırılan ücret ile sağlanan hak ve menfaat arasında, fahiş nispetsizlik varsa, bunun ahlaka aykırı olduğu kabul edilerek sözleşme geçersiz sayılarak şimdiki gibi, Avukatlık asgari ücret tarifesine göre hesaplanacak miktar kadar davacı alacağının varlığı kabul edilmeli aksi halde; sözleşme hükmüne göre karar verilmelidir. Mahkemece, açıklanan bu yön gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde davanın kabulüne verilmesi usul ve kanuna aykırıdır. Bozma nedenidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan 1.bent gereğince, davalının tüm, davacının diğer temyiz itirazlarının reddine, temyiz olunan ın 2.bentte açıklanan nedenle davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 15.2.2001 gününde oybirliğiyle verildi.