 |
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 2001/6315
K: 2001/6876
T: 25.6.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
2004/m.67
818/m.101
Taraflar arasındaki iptal davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı karşı davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü :
KARAR : Davacı, davalıya ait binayı 28.9.1992 tarihli sözleşme ile kiraladığını, 19.8.1998 tarihinde tahliye ettiklerini, 28.9.1998 tarihine kadar olan dönem için 1 yıllık kira bedelini dönem başında peşin olarak ödediklerini, dönem dolmadan taşınmazı mahkeme kararı sonucu tahliye etmelerinden dolayı 41 günlük kira miktarının iadesine gerektiğini, ancak davalının bu miktarı iade etmediği gibi icra takibine de haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek icra takibine vaki itirazın iptalini ve icra inkar tazminatının tahsilini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiş, karşı dava olarak da davacı-karşı davalının taşınmazı hor kullanmasından dolayı oluşan 44.170.000.000 lira tazminatın yasal faiziyle birlikte tahsilini istemiştir.
Mahkemece; asıl dava yönünden 710.479.452 lira bakımından itirazın iptaline, fazla istek ile yargılamayı gerektirmesi nedeniyle icra inkar tazminatı isteminin reddine, karşı dava açısından ise 27.053.308.000 liranın yasal faiziyle beraber davacı-karşı davalıdan tahsiline, davalı ve karşı davacının yaptığı 473.789.000 Tl. masrafın peşin alınan harç ile birlikte yarısının davalıdan alınıp davalı-karşı davacıya verilmesine, yarısının üzerinde bırakılmasına karar verilmiş hüküm davacı-karşı davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delilerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı karşı davalının aşağıdaki bentlerin dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Borçlar Kanunun 101 maddesi gereğince davalı karşı davacı Musa ...., hakkında yapılan icra takibi ile mütemerrit
duruma düşmüştür. Bu durumda davalı-karşı davacının icra takibine vaki itirazının icra takip tarihinden başlatılacak faiz ile birlikte iptaline karar verilmesi gerekir. Mahkemece bu yön göz ardı edilerek faizin başlangıç tarihinin dava tarihi olarak belirlenmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
3-İİK.nun 67 maddesinin 2. fıkrası hükmünce icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının icra hakimliğine başvurmadan alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya belirlemek için bütün unsurlar bilinmekle veya bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından tahkik ve tayin edilmesi mümkün nitelikte olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tesbit edebilir durumda ise alacağın kilit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Açıklanan bu hususlar ışığında takip konusu alacak değerlendirildiğinde icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekir. Mahkemece yanlış değerlendirme sonucu bu kalem isteğin reddine karar verilmiş olması usule ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir.
4-Mahkemece davalı-karşı davacının yaptığı 473.789.000 lira masrafın peşin alınan harçla birlikte yarısını davacı karşı davalıdan alınmasına karar verilmiştir. Oysa dosyanın incelenmesinde mahkemece hükmedilen bu miktarın içinde davalı-karşı davacının yatırdığı harcında bulunduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla 473.789.000 liradan davalı-karşı davacının yatırdığı harç miktarı düşüldükten sonra bakiye miktar bakımından karar verilmesi gerekir. Mahkemenin bu hususu göz ardı ederek yazılı şekilde karar vermesi de doğru olmayıp karar bu nedenle de bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda ( 1 )numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı-karşı davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, 2,3 ve 4 numaralı bentler gereğince temyiz olunan hükmün davacı-karşı davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 25.6.2001 gününde oybirliğiyle karar verildi.