 |
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 2001/6154
K: 2001/8877
T:8.10.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- 4331 SAYILI YASA
- KİRACILIĞIN TESBİTİ
Karar özeti: Eski kira sözleşmesinin bittiği tarihten itibaren 30 günlük yasal süre içinde, davalı idarenin bildirdiği kira bedeli üzerinden, yeni kira sözleşmesi yapmaya hazır olduğunu davalı idareye ihtarnameyle bildiren ve davalının kira parasını almak istememesi üzerine mahkemece tayin olunan tevdi yerine yatıran davacının kiracılığı gerçekleşmiştir. Esaslı tamirat ve tadilattan bahisle, yazılı kira sözleşmesi yapmaktan kaçınan davalı idare ile davacı kiracı arasında, yazılı bir kira sözleşmesi yapılmasa dahi, önceki kira sözleşmesinin son bulduğu tarihten itibaren, davalı idarenin bildirdiği bedel üzerinden, geçerli bir kira hukuki ilişkisi kurulduğunun, davacının da bu hukuki ilişki nedeniyle taşınmazda kiracı olduğunun kabulü gerekir.
[6570 s. GKK. (4331 s. Yasa ile değişik) Geçici m. 7]
(Y. HGK. Kararı - 3.10.2001 tarih ve 13-647 s.)
Taraflar arasındaki tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatı tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine, temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Davacı, davalıya ait taşınmazda kiracı olduğunu, 4331 sayılı Kanun gereğince kira sözleşmesinin sona erdiğini, davalının dava konusu taşınmazın bulunduğu Mısır Çarşısı'nda restorasyon yapacağından bahisle yeni kira sözleşmesi yapmadığını ileri sürerek taraflar arasında kurulmuş bulunan kira sözleşmesi hukuki ilişkisinin geçerli olduğu ile mecurda fuzuli şagil olmadığının tesbitini istemiştir.
Davalı, davacının 27.4.1998 tarihinden itibaren 30 günlük süre içinde yeni şartlara göre kira sözleşmesi imzalamadığından kiracılık sıfatını kaybettiğini belirtip, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece davalı idare tarafından tesbit edilen bedelle ve yeni şartlara göre kira sözleşmesi düzenlenmediği, eski kira sözleşmesinin 4331 sayılı Yasa uyarınca kendiliğinden sona erdiği ve davacının işgalci durumuna düştüğü gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki önceki kira sözleşmesi 4331 sayılı Yasa gereğince 27.4.1998 tarihi itibariyle son bulmuştur. Bu tarihten sonra 30 günlük süre içerisinde davacı eski kiracı davalı idarenin bildirdiği yeni kira bedeli üzerinden kira sözleşmesi yapmaz ise bu sürenin sonunda hukuken haksız şagil konumuna düşer. 30 günlük süre içinde davacının kiracılık sıfatı askıdadır.
Dosyaya ibraz edilen belgelerden, davacının bu süre içinde davalıya keşide ettiği 18.5.1998 tarihli ihtarname davalının bildirdiği bedel üzerinden kira sözleşmesi yapmaya hazır olduğunu açıkladığı ve ayrıca içlerinde davacı şirketin de bulunduğu bir kısım kiracının İstanbul Valiliği'ne yazdıkları 18.5.1998 tarihli dilekçe ile de davalı idarenin sözleşme yapmaya yanaşmamasını şikayet ettikleri anlaşılmıştır. Davacı, böylece davalının kanundan kaynaklanan icabını kabul etmiştir. Davalı ise 4331 sayılı Yasanın kendisine sözleşme yapma dışında başkaca bir tercih hakkı vermemesine karşın kiralananın bulunduğu binada esaslı tamirat ve tadilat yapacağını gerekçe göstererek davacı ile yazılı kira sözleşmesi yapmaktan kaçınmıştır. Davacı, yasanın kendisine tanıdığı hakkı kullanmış, kira sözleşmesi yapmak istediğini bildirmiş, kira parasını davalının almak istememesi üzerine mahkemece tayin edilen tevdii yerine yatırmış olmakla anılan yasa uyarınca kiracılığı gerçekleşmiştir. Açıklanan şu durum karşısında aralarında yazılı bir kira sözleşmesi yapılmasa dahi davalının, davacıya tesbit edip bildirdiği kira bedeli 28.4.1998 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere kira hukuki ilişkisinin kurulduğunun ve davacının da bu hukuki ilişki nedeniyle taşınmazda kiracı olduğunun kabulü gerekir. Hukuk Genel Kurulu'nun 3.10.2001 gün ve 13-647 esas sayılı kararı da bu yöndedir.
Mahkemenin bu yönü gözardı ederek davacının fuzuli şagil olduğundan .bahisle davanın reddine karar vermesi usul ve kanuna aykırı olup, bozma nedenidir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle; temyiz olunan hükmün davacı yararına (BOZULMASINA), peşin harcın istek halinde iadesine, 20.000.000 lira duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, 8.10.2001 gününde oybirliğiyle karar verildi.