Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 2000/8675
K: 2000/11108
T: 8.12.2000

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
  • TAPULU TAŞINMAZ ( Taşınmazın Mülkiyetini Devir Taahhüdünü İçeren Sözleşmelerin Nakil Borcu Yönünden Geçersiz Olması )
  • NAKİL BORCU ( Tapulu Taşınmazın Mülkiyetini Devir Taahhüdünü İçeren Sözleşmelerin Nakil Borcu Yönünden Geçersiz Olması )
  • BASİT FAİZ ( Temerrüt Tarihinden İtibaren Kararlaştırılan Oranda Basit Faiz Talep Edilebilmesi )
  • TAŞINMAZIN HARİCİ SATIŞI NEDENİYLE ÖDENEN BEDELİN TAHSİLİ TALEBİ ( Temerrüt Tarihinden İtibaren Kararlaştırılan Oranda Basit Faiz Talep Edilebilmesi )
  • BİLEŞİK TEMERRÜT FAİZİNİN YASAYA AYKIRI OLDUĞU ( Temerrüt Tarihinden İtibaren Kararlaştırılan Oranda Basit Faiz Talep Edilebilmesi )
 
3095/m.3
818/m.20/1
 
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili Avukat C. T. ile davacı vekili Avukat O. U. gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak, dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı haricen düzenlenen sözleşme ile davalıdan taşınmaz satın aldığını, bedeli 120.000.000 TL.'nı da ödediğini, davalıların 30.9.1991 tarihine kadar tapusunu vermeyi taahhüt etmiş olmasına rağmen bunu yapmadığını, sözleşmede bu durumda almış olduğu bedeli aylık %10 bileşik faizi ile birlikte iade etmeyi yükümlendiğini öne sürerek 120.000.000 TL.'nin 30.9.1991 tarihinden itibaren aylık % 10 bileşik faizi ile birlikte ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, 120.000.000 TL.'nin 30.9.1991 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiş, bu hüküm taraflarca temyiz edilmiş, dairemizce davacı lehine bozulmuş, davalının karar düzeltme istemi üzerine bu defa bozma karan kaldırılarak davalıya dava dilekçesinin usulüne uygun olarak tebliğ edilip davada kendisine savunma imkanı verilmediği gerekçesiyle davalı lehine bozulmuş, mahkemece bu bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda 13.966.743.000 TL.'nin davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı ve davalının aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Hükmüne uyulan Dairemiz 17.3.1997 gün 1810-2178 sayılı bozma kararında öncelikle davalıya dava dilekçesinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi, bundan sonra davada dayanılan sözleşme aslının ibraz ettirilmesi, sözleşme altındaki imzanın davalıya ait olması halinde davacı isteminin aynen kabulüne karar verilmesi gerektiğine değinilmiştir.
Mahkemece, hükmüne uyulan bu bozma karan yerine getirilmiş, davalıya usulüne uygun olarak dava dilekçesi tebliğ edilip kendisine savunma imkanı verilmiş ve dava dilekçesindeki istem gibi bileşik faiziyle davacı alacağı hüküm altına alınmıştır.
Tapulu taşınmazın mülkiyetini nakil taahhütünü içeren bu nitelikteki sözleşmeler mülkiyeti nakil borcu yönünden hukuken geçersiz ise de alınanın iadesine ve iade kapsamına ilişkin borç yönünden geçerli kabul edilmektedir somut olayda da davalı aldığı bedeli aldığı tarihten itibaren aylık %10 bileşik faizi ile ödemeyi borçlanmıştır. Sözleşme serbestisi ilkesi altında kural olarak faiz ve faiz oranı serbestçe kararlaştırılabilir.
Ancak bu yöndeki bir kararlaştırma kanunun amir hükümlerine de aykırı olmamalıdır.
3095 sayılı yasanın 3. maddesi "kanuni faiz ve temerrüt faizi hesaplanırken mürekkep faiz yürütülemez" hükmüne amirdir.
Sözleşmede öngörülen aylık % 10 faizin "bileşik temerrüt faizi" alacağı şeklindeki kararlaştırma yasanın amir hükmüne aykırıdır. O nedenle bu nitelikteki kararlaştırmanın B.K. 20/1 maddesi hükmü karşısında geçerli olduğunun ve tarafları bağlayıcı bulunduğunun kabulüne olanak yoktur. Ne var ki davacı dava dilekçesinde ödediğı 120.000.000 TL.'nin bu kararlaştırma uyarınca aylık %10 bileşik faizi ile birlikte ödetilmesini istemiştir. Hükınüne uyulan dairemiz bozma kararında da "...davacının dava dilekçesindeki talebi aynen kabul edilmeli" belirtmesiyle dava dilekçesinde olduğu gibi davacının bileşik faiz isteyebileceği kabul edilmiştir. Dairemizin bu kabulü, yasanın amir hükmüne tamamen aykırı ve maddi hataya dayalı bir kabuldür. Bu durumda tamamen maddi hataya dayalı bu bozma kararına uyulmuş olması davacıya bir hak bahşetmez. Usuli kazanılmış bir hakkının varlığından da söz edilemez.
Hal böyle olunca davacının davalıdan ancak temerrüt tarihi olan 30.9.1991 tarihinden itibaren aylık %10 basit faiz isteyebileceği benimsenip bunun sonucuna uygun bir karar verilmelidir.
Mahkemece davacının bileşik faiz talep edebileceği gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozma nedenidir.
3- Davacının dava tarihine kadar gerçek faiz ve ana para alacağı saptanıp hüküm altına alınırken ana para alacağı 120.000.000 TL. için dava tarihinden tahsili tarihine kadar da aylık % 10 basit faiz yürütülmesine karar verilmesi gerekirken bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması da usul ve kanuna aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ : 1. bentte açıklanan nedenlerle davacı ve davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, temyiz olunan mahkeme kararının 2. bent gereğince davalı, 3. bent gereğince de davacı yararına olmak üzere BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 8.12.2000 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini