 |
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 2000/7471
K: 2000/8931
T: 24.10.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- İKİ İHALE BEDELİ ARASINDAKİ FARK
- MENFİ ZARAR
- BORÇLUNUN TEMERRÜDÜ
- FAİZ
Karar Özeti: 1- Davalının, taahhüdünü yerine getirmemesi nedeniyle yapılan ikinci ihalede bedelin yükseldiği, bu yüzden davacının, ilk ihale bedeline göre ödemesi gerekenden daha fazla miktarda KDV. 'yi ödemek zorunda kaldığı, bu farktan dolayı da ayrıca zarara uğradığı açıktır. Bilirkişi raporunda, ikinci ihale bedelinin yükselmesi nedeniyle, fazladan ödenmek zorunda kalınan KDV tutarı hesaplanmış olup, davacının bu miktarı da, menfi zarar kapsamında isteyebileceği gözetilmelidir.
2- Davacı, davalıyı davadan önce temerrüde düşürdüğünü iddia ve ispat edemediğine göre, açılan işbu dava ile davalının temerrüde düştüğü kabul edilerek, dava tarihinden itibaren faize hükmolıınmalıdır.
(818 s. BK. m. 96, 101/1, 106)
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmalı, davacı vekili avukat tarafından da duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak, dosya incelendi gereği düşünüldü. Davacı, ihale sonucunda düzenlenen sözleşmeyle 288.000 kg. kuru fasulye teslimini taahhüt eden davalının, ihtara rağmen taahhüdünü yerine getirmediğini, sözleşme feshedilerek, ikinci ihalede başkasına daha yüksek bedelle mal satın alındığını, kaçırılan fırsat nedeniyle 11.620.800.000.-TL. hazine zararı oluştuğunu ileri sürerek, bu miktar tazminatın 19.8.1997'den itibaren reeskont faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, ikinci ihalede daha az miktarda mal alınmak suretiyle ikinci ihalenin yüklenicisinin lehine davranıldığını, satın alman fasulyelerin çaplarının da farklı olduğunu, dava tarihinden öncesi için faiz istenilmeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bilirkişi raporu esas alınarak davanın kısmen kabulüne, 10.087.500.000.-TL.nin 19.8.1997 tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
1. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2. Davalının taahhüdünü yerine getirmemesi nedeniyle yapılan ikinci ihalede bedelin yükseldiği, bu nedenle davacının, ilk ihale bedeline göre ödemesi gerekenden daha fazla miktarda KDV.yi ödemek zorunda kaldığı, bu farktan dolayı da ayrıca zarara uğradığı açıktır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, ikinci ihale bedelinin yükselmesi nedeniyle fazladan ödenmek zorunda kalınan KDV. tutarı 807.000.000.-TL. olarak hesaplanmıştır. Davacının bu miktarı da menfi zarar kapsamında isteyebileceği gözetilerek hüküm altına alınması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi yanlıştır, bozma nedenidir.
3. Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla mütemerrit olur. (Borçlar Kanunu, madde. 101/1) Davacı, davaya konu alacak yönünden ihtarda bulunmak suretiyle, davalıyı davadan önce temerrüde düşürdüğünü iddia ve ispat edememiştir. Bu durumda davalının açılan iş bu dava ile temerrüde düştüğünün kabulü ve faize dava tarihinden itibaren hükmedilmesi, gerekir. Mahkemece bu yön gözden kaçırılarak, davalı ile sözleşmenin yapıldığı 19.8.1997 tarihinden itibaren faize hükmedilmiş olması da yanlıştır, bozmayı gerektirir.
Sonuç: Yukarıda birinci bent gereğince tarafların diğer temyiz itirazlarının reddine, temyiz olunan kararın ikinci bentte açıklanan nedenle davacı, üçüncü bentte açıklanan nedenle davalı yararına (BOZULMASINA), 20.000.000.-TL. duruşma avukatlık parasının karşılıklı alınarak birbirlerine ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 24.10.2000 gününde oybirliğiyle karar verildi.