 |
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 2000/11640
K: 2001/421
T: 22.1.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
2004/m.67
818/m.81
1086/m.163
Taraflar arasındaki iptal davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü.
KARAR : Davacı, davalıyı hac organisazyonu ile Mekkeye götürdüklerini, yapılan anlaşmaya göre ücretin 1000 Doların ödendiğini ancak geri kalan miktarının ödenmediğini, yapılan icra takibine de haksız itiraz edildiğini bildirerek itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacının sadece Mekkeye ulaşmada aracılık ettiğini ve bunun karşılığı olan 1000 Doların ödediğini, diğer hizmetleri gerçekleştirmediği için kalan 1400 doları ödemediğini takibe konu faturanın da kendisine tebliğ edilmediğini bildirerek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece davanın reddi ile 350.326.500 Tl. icra tazminatının davacıdan alınıp davalıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davada dayanılan el yazması belgede, Mekkede ödenmesi kararlaştırılan ve davalının ödemesi gereken 1400 doların hangi hizmetler karşılığı ödeneceğine ilişkin bir kayıt bulunmamaktadır. Kararlaştırılan toplam ücretin davacının davalıya vereceği bir hizmet karşılığı olduğunda ise duraksanmamalıdır. Bakiye 1400 Dolar ücretin ödenmediğinde taraflar arasında uyuşmazlık yoktur. Öyle ise, mahkemece öncelikle davacı yararına kararlaştırılan bu ücretin davacının davalıya vereceği hangi hizmetlerin karşılığı olduğu açıklattırılmalı, davalının beyanı ile uygunluk arzedip etmediği tespit edilmeli, uygunluk arzetmeyen anlaşma koşullarına ilişkin olarak ve sırf bu konuların ispatı için davacıdan delilleri ile varsa davalının karşı delilleri alınmalı, böylece öncelikle taraflar arasındaki hizmet sözleşmesinin davacıya tahmil ettiği yükümlülükler belirlenmeli, bundan sonra Borçlar kanununun 81. maddesi hükmü de gözetilmek suretiyle davacıya kendi yükümlülüğünü yerine getirdiğini ispat imkanı, davalıya da varsa karşı savunma imkanı tanınmalı böylece tarafların ispat edeceği konular tam olarak saptandıktan sonra taraflara delilleri ikamesi için fırsat verilmelidir.
Mahkemece taraflar arasındaki sözleşme hükümleri tespit edilmeden ve hangi tarafın hangi hususu ispat yükümlülüğü altında olduğu gözetilmeden ve sonuçları da hatırlatılmadan, davacıya şahitlerini bildirmesi için kesin mehil verilmesi usulün kesin mehilden amaçladığı; yargılamanın süratle görülüp bitirilmesi ilkesi ile de bağdaşmaz ve bu amaca aykırı olarak verilen kesin mehil de hukuki sonuç doğurmaz. Öyle ise mahkemece öncelikle taraflar arasındaki sözleşme koşullarının davalının savunmasındaki gibi kararlaştırılıp kararlaştırmadığı konusunda davacı isticvap edilmeli, karşılıklı mutabakat sağlanması halinde sözleşme koşullarına göre yükümlülüğünü yerine getirdiği davacıya ispat ettirilmeli, aksi halde kendi edimini yerine getirmeyen davacının davalıdan karşı edimini yerine getirmesini isteyemeyeceği, hizmetin ifa edildiği ya da edilmediği hususunda uyuşmazlık çıktığında davacı ile davalı delilleri toplanmalı bunun sonucuna uygun olarak bir karar verilmelidir. Mahkemece somut olayın özelliğine uygun düşmeyecek şekilde verilen usule aykırı kesin mehilin yerine getirilmediği cihetle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yarına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 22.1.2001 gününde oybirliğiyle karar verildi.