 |
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E:1999/7044
K:1999/7463
T:10.05.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
KARAR
Davacı, davalıdan kapıdan satış yoluyla kitap satın aldığını, bu satıştan gönderdiği ihtarname ile vazgeçtiğini öne sürerek davalıda bulunan sözleşme senet ve diğer belgelerin iadesine,
16.080.000 liranın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı davanın reddini , savunmuştur.
Mahkemece davaya bakmaya tüketici mahkemesi görevli olmadığından dava dilekçesinin reddine karar verilmiş; Hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
8.3.1995 tarihli resmi gazetede, yayınlanan ve 8.9.1995 tarihinde yürürlüğe giren, 4077 sayılı tüketicinin korunması hakkında kanunun amaç başlıklı 1. maddesinde "Bu kanunun amacı ekonominin gereklerine ve kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarını koruyucu aydınlatıcı eğitici zararlarını tazmin edici çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı önlemleri almak ve tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini özendirmek ve bu konudaki politikaların oluşturulmasında, gönüllü örgütlenmeleri teşvik etmeye ilişkin hususları düzenlemektir. Sözlerine yer verilip kanunun çıkarılış gayesi belirtilmiş, kapsam başlıklı 2. maddesinde "Bu kanun 1. maddede belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü hukuki işlerini kapsar" sözleriyle anılan kanunun kapsamı belirlenmiş, 3.maddesinde kanunun uygulanması ile ilgili
tanımlar yapılıp, bu arada "ticaret konusu taşınır eşyayı" mal, "Bir ücret veya menfaat karşılığında yapıları beldeni veya fikri faaliyetleri", hizmet, "Bir mal veya hizmeti özel amaçlarla satın alarak nihai olarak kullanan veya tüketen gerçek veya tüzel kişiyi" tüketici "Kamu kurum ve kuruluşları da dahil olmak üzere, tüketiciye mal ve hizmet sunarı gerçek veya tüzel kişileri" satıcı olarak tanımlamıştır. Tüketici mahkemeleri başlıklı 23. maddenin 1. fıkrasında ise, "Bu kanunun uygulanmasıyla ilgili olarak çıkacak her türlü ihtilaflara, tüketici mahkemelerinde bakılır" hükmüyle kanunun uygulanmasından doğacak ihtilaflara bakacak görevli mahkeme belirtilmiştir.
Somut olay değerlendirildiğinde, az yukarıda açıklanan yasa maddelerinin kapsamı içinde düşünülmesi gereken tüketici davacı ile, davalı satıcı arasında mal satımından kaynaklanan bir
uyuşmazlık bulunduğunun kabulü, kaçınılmazdır. Taraflar arasındaki satış ilişkisinin, yasanın yürürlüğe girmesinden sonra 07.07.1998 tarihinde kurulmuş olması nedeniyle uyuşmazlığın Tüketicinin korunması hakkında kanun hükümleri çerçevesinde çözümleneceği çok açıktır. Hal böyle olunca sözü edilen yasanın 23. maddesi hükmü gereğince, davaya bakmaya tüketici mahkemesi görevlidir.
Mahkemece işin esasına girilerek , tarafların delilleri toplanıp hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde dava dilekçesinin reddedilmiş olması usul ve kanuna
aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz edilen kararın davacı yararına BOZULMASINA, 10.0.1999 gününde oybirliğiyle karar verildi.