 |
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E : 1999/3822
K : 1999/4291
T : 27.5.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı Yönetim, bünyesinde yer alan 8 dairenin maliki olan davalının ortak gider payının ödemediğini öne sürerek Nisan 1997 itibariyle 665.000.000 TL. alacağın dava tarihinden itibaren %10 geçikme tazminatıyla tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Kamu Konutları Yönetmeliğinin 28.maddesi gereğince giderlerin konut tahsisi edilenler tarafından ödenmesi gerektiğini bildirerek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece 106.012.700TL. alacağın yasal faizi ile birlikte tarihi olay tarihi itibariyle birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazla istemin reddine karar verilmiştir.
Hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
l- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre tarafların aşağıdaki
dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-HUMK.nun 388.maddesi gereğince mahkeme kararında iki tarafın iddia ve savunmasının özeti anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar toplanan deliller delillerin tartışması sabit görülen vakıalarda bunlardan çıkarılan sonuç belirtilerek istek sonuçlardan her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların birer birer açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak biçimde gösterilmesi gerekir. Oysa mahkeme kararının hüküm fıkrasında "...davacının davalıda 106.012.700 TL. alacaklı olduğu anlaşıldığından bu miktarın davalı temerrüde düşürülmediğinden gecikme faiz uygulama isteminin reddine, yasal faizi ile birlikte olay tarihi itibariyle birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, davacının fazla isteğinin reddine.." şeklinde kurulan hüküm kendi içinde çelişik ve tereddüt uyandıracak biçimdedir. Faizin hangi tarihten başlayacağıda anlaşılamamaktadır. Bu şekilde tesis edilen hüküm, anılan maddeye aykırıdır. Bozma nedenidir.
3-Tarafların uymak zorunda olduğu Eryaman Toplu Yapı Yönetim Planının Vl./2-d maddesi gereğince gecikme tazminattı ödeneceği kabul edilmiştir . Bu itibarla davacı temerrüt tarihinden itibaren alacağına bu oranda gecikme tazminatı isteyebilir. Davacı paranın ödenmesi konusunda davalıya İhtar gönderip temerrüde düşürmemiş ise de. 10.3.1996 günlü yazısıyla paranın ödenmesini talep ettiğine göre bu tarih itibariyle muaccel olan alacakları: yönünden temerrüde düşmüş olduğunun kabulü gerekir. Mahkemece de bu husus gözetilerek hesaplama yapılması ve hüküm kurulması
gerekir.
4-Davalıya tahsis edilen konutlarda oturanların bir tarafından davadan sonra ödenenin de gözönünde tutulması gerekirken yazılı sekilme; hüküm, tesisi bozmayı gerektirir.
SONUÇ: 1. bent gereğince tarafların diğer temyiz itirazlarının reddine temyiz olunan kararın ikinci,üçüncü bentte açıklanan nedenle davacı dördüncü bent gereğince davalı yararına BOZULMASINA peşin harcın istek halinde davacıya iadesine 27.5.1999 gününde oybirliğiyle karar verildi.