 |
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E:1999/2514
K:1999/4416
T:1.6.1999
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
UYARLAMA
ÖZET : İhtirazı kayıt koymak suretiyle yeni sözleşme imzalanmış ise de dava hakkı, 4331 sayılı Yasada öngörülen 30 günlük hak düşürücü süre içerisinde kullanılmamıştır. Bu durumda mahkemece davanın, bu gerekçe ile reddedilmesi gerekir.
(65705. GKK. geçici m. 5,6)
Taraflar arasındaki kira uyarlaması davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine, temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Davacı, mülkiyeti vakfa ait taşınmazda aylık 300.000.000 TL. bedelle kiracı iken, davalının 4331 sayılı Yasaya davalı istemi ve tahliye tehdidi üzerine, dava hakkını saklı tutarak aylık 500.000.000 TL. kira bedeliyle 7.5.1998 günlü kira sözleşmesini imzaladığını, yeni sözleşmedeki kira parasının emsallerinin çok üzerinde bulunduğunu ileri sürerek, aylık kira parasının önceki sözleşmedeki gibi 300.000.000 TL. olarak tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, önceki sözleşmenin yasa gereği sona ermesinin ardından davacının özgür iradesiyle dava konusu yeni sözleşmeyi imzaladığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davacının dava konusu kira sözleşmesini serbest iradesiyle ve zorlama olmaksızın imzaladığı, sözleşme yapmama hakkına sahip iken bu yola gitmediği, olayda uyarlama koşullarının da bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki önceki kira sözleşmesinin 4331 sayılı Yasa gereğince sona erdiği, davalının anılan yasa uyarınca yaptığı bildirim üzerine dava konusu 7.5.1998 günlü kira sözleşmesinin imzalandığı uyuşmazlık konusu değildir. Davalı, yeni sözleşme yapılması konusunda davacıya gönderdiği 21.4.1998 günlü yazıda, daha önce takdir ve tebliğ edilmiş olan kira bedeli üzerinden, 27.5.1998 tarihine kadar yeni kira sözleşmesi yapılması gerektiğini, aksi takdirde tahliyenin sağlanacağını bildirmiş, davacı bu bildirim üzerine dava hakkını saklı tutarak sözleşmeyi imzalamıştır. Esasen Yasa da, süresi içerisinde sözleşme imzalamayan ve kira tespiti davası açmayan kiracının tahliye edilmesini öngörmektedir. Ancak davacının sözleşme imzalamadan kiranın indirilmesi davası açarak kiralananda oturmaya devam etmeye hakkı vardır. Ne var ki, 4331 sayılı Yasa, idarece bildirilecek yeni kira bedeline karşı kiracının kira tespiti davası açma hakkını, önceki sözleşmenin sona ermesinden itibaren 30 günlük süreyle sınırlı tutmuştur. Buradaki süre hak düşürücü nitelikte olup, hakim tarafından resen gözetilmesi zorunludur. 30 günlük dava açma süresi, yasa gereğince önceki sözleşmenin sona erdiği 27.4.1998 tarihinde başlamakta olup, eldeki dava 5.6.1998 tarihinde açıldığından, hak düşürücü sürenin geçirildiği açıktır. Her ne kadar davacı, davaya konu kira sözleşmesini dava hakkını saklı tutmak suretiyle imzalamış ise de saklı tuttuğu bu hakkını, yasanın açıkça öngördüğü 30 günlük hak düşürücü süre içerisinde kullanmamıştır. Bu durumda, Mahkemece davanın bu gerekçeyle reddedilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme sonucu, olaya uygun düşmeyen yazılı gerekçeyle red kararı verilmiş olması yanlıştır, bozma nedenidir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, kararın gerekçesi değiştirilip düzeltilerek onanması, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438/ son maddesi hükmü gereği görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle, temyiz olunan kararın gerekçe bölümünün, belirtilen şekilde değiştirilip düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle (ONANMASINA), peşin harcın onama harcından çıkartılmasına, 1.6.1999 gününde oybirliğiyle karar verildi.