 |
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
Esas No : 1998/974
Karar No : 1998/1603
Tarih : 23.2.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin görevsizliği nedeni ile dava dilekçesinin reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Davacı, oturmakta olduğu dairenin mutfak dolabının aniden çökmesi sonucu yaralandığını, bir kısım eşyalarının kırıldığını, mutfak dolabının ve kırılan eşyalarının yenilenmesi ve yaralanması dolayısıyla zarara uğradığını, davalının müteahhit firma olarak mutfak dolabının montesinde inşaat hatası ihmali ve özensizliği sebebiyle zararından sorumlu olduğunu öne sürerek 1.000.000.000 TL. manevi 200.000.000 TL. maddi zararının fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı "Serakent" sitesindeki inşaatların kendisi tarafından yapıldığını, bu site içindeki davacının oturduğu dairenin 25.11.1994 tarihinde H... Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.ne sattığını onun da Gülbahar adındaki kişiye temlik ettiğini davacının bu dairede hangi sıfatla oturmakta olduğunu bilemediğini, davacı ile aralarında herhangi bir hukuku işlem bulunmadığını çöktüğü bildirilen mutfak dolabının kendisi tarafından yapılıp monte edilen mutfak dolabı olmadığını, beyanla davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davanın 4077 sayılı tüketicinin korunmasıyla ilgili maddi ve.manevi tazminata ilişkin olması gerekçesiyle dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiş hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
8.3.1995 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak 8.9.1995 tarihinde yürürlüğe giren 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun "amaç" başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan hemen sonra "kapsam" başlıklı 2. maddesinde "bu kanun 1. maddede belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü hukuki işlemleri kapsar" hükmüne yer verilmiş, 3. maddesiyle de tüketici mal ve hizmetinin tanımı yapılmıştır.
Hemen belirtelimki, aksine bir hüküm bulunmadığı takdirde yasalar, ancak yürürlüğünden sonraki olaylara uygulanabilirler. 4077 sayılı yasaya da aksine bir hüküm bulunmadığına göre kapsamında oları ve yürürlük tarihinden sonra gerçekleşen hukuki işlemlere uygulanabilecektir. Değişik bir anlatımla 8.9.1995 tarihinden önceki hukuki işlemlerden kaynaklanan uyuşmazlıklara bu kanun hükümlerinin uygulanmasına hukuken olanak bulunmamaktadır.
Öte yarıdan bir hukuki işlemin, 4077 sayılı yasa kapsamında kabul edilebilmesi için yasada tanımlanan mal ve hizmet olması zorunludur.
Yasanın 3. maddesindeki tanımıyla mal "ticaret konusu taşınır veya" hizmet ise bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan bedeni ve/veya fikri faaliyetdir. Öyle ise taşınmaz mülkiyetinin nakline ilişkin hukuki işlemlerin tüketicinin korunması hakkındaki kanun kapsamı dışında bırakıldığı açıktır. Kaldı ki bu bağlamda MK.nun 619 ve 621 madde hükümleri de gözardı edilmemelidir.
Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında bulunmayan hukuki işlemlerden kaynaklanan uyuşmazlıklara bakma görevinin Genel Mahkemelere ait olduğunda ise duraksamaya yer yoktur.
Somut olayda, davacının mutfak dolabının çöktüğü dairede malik veya kiracı sıfatıyla mi yoksa başka bir nedenle mi oturduğu, malik ise taşınmazı hangi tarihte kimden satın aldığı, satın alırken mutfak dolabının dairede monteli olup olmadığı sonradan taşınmaz üzerinde bulunan binadan ve daireden tamamen ayrı ve bağımsız olarak yaptırılıp monte edilip edilmediği sonradan yaptırılıp monte ettirilmiş ise kim tarafından kime hangi tarihte yaptırılıp monte ettirildiği, bu halde davalının mutfak dolabının yapımı ve montesi ile ilgisinin ne olduğu konularında dava dilekçesinde ve mahkeme kararı gerekçesinde bir bilgi bulunmamaktadır. Oysaki, bu bilgiler Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun gerek zaman gerekse kapsam itibariyle davada işleme uygulanabilirliği dolayısıyla mahkemenin görevini tesbitte zorunludur.
Hal böyle olunca mahkemece belirtilen konulara ilişkin olarak inceleme ve araştırma yapılmalı, ileri sürülüşe göre davadaki uyuşmazlığın 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında bir uyuşmazlık olup olmadığı saptanmalı sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemenin hiçbir araştırma yapmadan ve hiçbir gerekçe göstermeden yazılı şekilde dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle temyiz olunan mahkeme kararının temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 23.2.1998 gününde oybirliğiyle karar verildi.