 |
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
Esas No : 1998/9628
Karar No : 1998/10271
Tarih : 28.12.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatı tarafından süresi içinde temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı ile devre, tatil sözleşmesi yaptığını söyleşmeden caydığını öne sürerek, sözleşmenin iptaline, 3280 doların ve ödenmeyen 4 adet senedin iadesine karar verilmesini istemiştir. Davalı davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Taraflar arasında düzenlenen sözleşme ile yapılan satış, davacı tarafın iddia ettiği ve "davalı tarafın karşı koymadığı şekilde, davalı ele m anlarının daveti üzerine davacının katıldığı toplantıda yapılmıştır. Bu şekliyle satış, 4077 Sayılı Tüketiciyi Koruma Kanunun kapsamında kalan ve aynı kanunun 8. maddesinde belirtilen kapıdan satıştır. Bu tür satışlarda alıcı, yedi günlük tecrübe ve muayene süresi sonuna kadar malı kabul veya hiçbir gerekçe göstermeden reddetmekte serbesttir. Yine aynı kanunun 9.maddesi hükmüne göre, kapıdan satışlarda satıcı hazırladığı sözleşme, "fatura veya tesellüm makbuzu ile birlikte, en az 12 punto siyah koyu harflerle yazılmış , alıcıya hiçbir hukuki ve cezai sorumluluk üstlenmeksizin ve hiçbir gerekçe göstermeksizin satımdan cayma hakkının olduğunu belirten belgeyi, imza karşılığı vermek zorundadır.
Dava konusu sözleşme, 4077 sayılı kanunun 9.maddesinde belirtilen şekilde düzenlenmemiş ve davacı tüketicilerin haklarını belirten belge, davacılara verilmemiştir. Bu şekilde eksik düzenlenen sözleşmelerden alıcı 7 günlük süre ile bağlı olmaksızın her zaman dönebilir. Davacılar sözleşmeden döndüğüne göre, davacının ödediği paranın ve henüz ödenmeyen senetlerin iadesi gerekir. Davacının 20 adet senetten 16 tanesini ödemiş olması ve sözleşmeden cayma tarihine kadar uzunca bir sürenin geçmiş olması davacıların sözleşmeyi benimsediği anlamına gelmiyeceği gibi sözleşmeyi geçerli hale de getirmez, olayda MK.nun uygulanmasını gerektiren koşullar da yoktur. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddedilmesi bozma nedenidir.
2-4077 sayılı tüketicinin korunması hakkındaki kanunun 23.maddesinin 3.fıkrasında tüketici mahkemeleri nezdinde tüketiciler tüketici örgütleri ve bakanlıkça açılacak davaların her türlü resim ve harçtan muaf olduğu belirtilmiştir. Bu hüküm tüketicilerin ve tüketici örgütlerinin kolaylıkla dava açmalarını sağlama amacına yönelik olup bu nedenle dava açarken bunlar harçtan sorumlu tutulmamışlardır. Mal ve hizmet sunan satıcıların harçtan sorunlu tutulmasına ilişkin yasada bir hüküm yoktur. Dava sonunda dava kabul edildiği takdirde davanın değerine göre davalının harçtan sorumlu tutulması hükmü temyiz ettiklerinde de bunlardan temyiz harcının alınması harçlar kanunun amir hükümleri gereğidir. Davanın reddi halinde ise, davacılar harçtan muaf oldukları için bunlardan harç alınmaması gerekir.
Mahkemece bu yönler gözetilmeden davacılardan temyiz sırasında harç alınması bozma nedenidir. Davacılardan alınan harcın bu nedenle iadesi gerekir.
SONUÇ : 1. ve ikinci bentlerde açıklanan nedenlerle, temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine 28.12.1998 gününde oybirliğiyle karar verildi.