 |
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
Esas No : 1998/8312
Karar No : 1998/9714
Tarih : 8.12.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı tarafından duruşmalı davalı avukatı tarafından duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili avukat Umur T... ile davalı vekili avukat Işıl G...'in gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, görevli olarak gittiği Zürih Üniversitesindeki 6 yıllık çalışma süresi içinde, İsviçre'deki ilgili kuruma ödediği ve yurda dönüşünden sonra Türkiye'ye transfer edilerek davalının banka hesabına aktarılan 61.924,60 İsviçre Frangı tutarındaki aranın tümünün kendisine iadesi gerekirken, davalı tarafından bunun 42.742 Franklık kısmanın Türk lirası olarak ve gecikmeyle dendiğini ileri sürerek, asıl davada, gecikmeden doğan alacak tutarı 3.251.221.981 TL.nın birleştirilen davada ise 19.309.21 İsviçre Frangı tutarındaki munzam zararının faiziyle birlikte ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı 3210 sayılı yasa uyarınca tranfer edilen paranın transfer tarihindeki kur değeri üzerinden Türk lirası karşılığının tümüyle ödendiğini gecikmeden kaynaklanan mağduriyetin giderilmesi için ayrıca 182.358.000 TL. faiz ödemesi yapıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece birleştirilerek görülen her iki davanın kısmen kabulüne paranın geç ödenmesi nedeniyle davacının hak kazandığı bakiye faiz miktarı 91.351.387 TL.nın 10.10.1994 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte ödetilmesine fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle 3201 sayılı Kanunun 10.maddesi hükmü uyarınca, yurt dışından gönderilen paranın, transfer tarihindeki cari kur değeri üzerinden ödenmesinin gerekmesine ve bu doğrultuda işlem yapılmış bulunmasına göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Mahkemece, bilirkişi raporundaki hesaplama esas alınarak, paranın geç ödenmesi nedeniyle davacının hak kazandığı bakiye faiz tutarı 91.351.387 Tl. olarak kabul edilmiş ve bu miktar faiz alacağının 10.10.1991 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte ödetilmesine karar verilmiştir. Borçlar Kanununun 104.maddesinin son fıkrası hükmü uyarınca, geçmiş günler faizinin tediyesinde temerrüt sebebiyle faiz yürütülemez. Hüküm altına alınan faiz tutarına, ayrıca transfer tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmesi, anılan yasa hükmüne açıkça aykırı olup bozma nedenidir. Ne varki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, kararın düzeltilerek onanması, Hukuk usulü Muhakemeleri Kanununun 438/7 maddesi hükmü gereği görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda birinci bent gereğince davacının tüm, davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenle, temyiz olunan kararın hüküm fıkrasının (1) numaralı bendindeki "...10.10.1994 temerrüt tarihinden 31.12.1997 tarihine kadar %30, 1.1.1998 tarihinden tahsil tarihine kadar ise %50 yasal faiziyle birlikte sözlerinin silinmesine, kararın bu şekilde düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 6.000.000 lira duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin harcın onama harcından çıkartılmasına, 8.12.1998 gününde oybirliğiyle karar verildi.