 |
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
Esas No : 1998/6077
Karar No : 1998/8181
Tarih : 23.10.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
KARŞILIKLI EDİMLERİ İÇEREN AKİT
DAVALININ TAAHHÜDÜ
TRAFİK SİCİLİNDE KAYITLI ARAÇLARIN MÜLKİYETİNİN
NAKLİ (Resmi Şekil Şartı)
KARAR ÖZETİ: Taraflar arasında düzenlenen sözleşme, otobüsün 1/3 mülkiyetinin geçirilmesi bakımından, resmi şekilde düzenlenmediği için geçersiz ise de davalı, sözleşmenin anlaşmaya aykırı düzenlendiğini ispat edememiştir. Dolayısıyla davacının tasfiye payının ödenmesine ilişkin taahhüt yönünden, bu sözleşme davalıyı bağlar; bu yönden sözleşme geçerlidir.
(2918 s. Trafik K. m. 20/d)
(818 s. BK. m. 520, 538)
Taraflar arasındaki cezai şart davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
Davacı, yeğeni olan davalı ile birlikte müştereken bir otobüs satın aldıklarını, kaydın davalı adına yapıldığını otobüsün borcu müştereken ödendiğini, borç bittikten 1.9.1993 tarihli protokol düzenlediklerini buna göre talebi halinde otobüsün 1/3 hissesinin kendi adına tescil edileceğini, aksi halde 65000 Alman Markı'nın ödeneceğini kararlaştırdıklarını, bu anlaşmaya rağmen, davalının otobüsü diğer davalıya devrettiğini trafik kaydının iptali ile adına tesciline ilişkin açılan davada sonrada da dava dışı kişiye satıldığını ileri sürerek kazanç kaybı hakkındaki talebi saklı tutularak sözleşme gereği kendisine düşen 65000 markı ile 35000 cezai şartın davalılardan müteselsilen tahsilini istemiştir.
Davalılar sözleşmenin sahte olduğunu, imzalı boş kağıdın iradeleri dışında doldurulmuş olduğunu istenen alacağın ve cezanın fahiş olduğunu, davalılardan Mustafa Kemal'e husumet düşmeyeceğini bildirerek haksız davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece, sözleşme altındaki imzanın davalı Mehmet'e ait olduğunu, üstünün de anlaşma hilesiz doldurduğunu yazılı delil ile ispat edilmediği kabul edilmiş, ancak bu sözleşmenin aracın 1/3'ü mülkiyetinin geçirilmesine yönelik olup, Karayolları Trafik Kanununun 20. maddesine göre resmi şekilde düzenlenmediğinden geçersiz olduğu davacının sözleşmede yazılı bedeli ve cezai şartı isteyemeyeceği ancak ortaklık kurulurken yaptığı ödeme olan 85.000.000 lirayı talep edebileceği gerekçesiyle 85.000.000 liranın davanın Mehmet'ten tahsiline fazla talebin ve diğer davalı hakkındaki talebin reddine karar verilmiş ve hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle Yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının davalı Mustafa Kemal'e yönelik ve aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davaya dayanak yapılan 1.9.1993 tarihli sözleşme davacı ile davalı Mehmet arasında yapılmıştır. Davalı bu sözleşmenin anlaşmaya aykırı düzenlendiğini ispat edememiştir. Bu sözleşme mahkemenin de kabul ettiği gibi otobüsün 1/3 mülkiyetinin geçirilmesi bakımından geçersizdir. Ancak, davalı bununla davacının otobüsteki tasfiye payına karşılık 65000 Mark ödemeyi de taahhüt etmiştir. Sözleşme, mülkiyetin geçirilmesi bakımından geçersiz ise de belli bir miktar paranın ödeme şeklini göstermesi bakımından geçerlidir. Zira, bu sözleşme ile taraflar arasında otobüs ortaklığı bulunduğu ve davacının tasfiye payının 65000 mark olduğu kabul edilmiş bunun iadesi için bu şekilde bir anlaşma yapılmıştır. Sözleşme ile davacının tasfiye payının ödenmesi taahhüt edildiğinden bu sözleşme davalıyı bağlar. Dairemizin yerleşik kararları da bu yoldadır. O halde; 65000 Marka hükmedilmesi gerekirken 85.000.000. liranın ödetilmesine karar verilmesi doğru bulunmamıştır. Karar bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan kararın 2. bentte gösterilen nedenle davacı yararına (BOZULMASINA), peşin harcın istek halinde iadesine, 23.10.1998 gününde oybirliğiyle karar verildi.