 |
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
Esas No : 1998/5908
Karar No : 1998/7435
Tarih : 5.10.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
ÇIRAKLIK SÖZLEŞMESİNE DAYALI TAZMİNAT DAVASI
ZAMANAŞIMI
ÖZET : Davacı, öğrencisi bulunduğu okul müdürlüğünün, 3308 Sayılı Çıraklık ve Meslek Eğitimi Yasası uyarınca, da-vali şirket yetkilisi ile düzenlediği sözleşme gereğince, davalıya ait iş yerinde çalışmaktadır. Bu durumda taraflar arasındaki ilişki, BK.nun 313. maddesinde tanımlanan nitelikte bir hizmet sözleşmesi olup 1475 sayılı 4 Kanunu kapsamındaki bir hizmet sözleşmesi değildir. Dolayısıyla, bu sözleşmeden doğan uyuşmazlıklarda zamanaşımı süresi 10 yıldır.
(818 s. BK. m. 125, 313)
(3308 5. ÇMEK m. 13)
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
Davacı, davalıya ait işyerinde 3308 sayılı yasa gereği çıraklık eğitimi amacıyla çalışmakta iken davalının gerekli güvenlik önlemlerini almaması nedeniyle 25.10.1995 tarih de geçirmiş olduğu bir iş kazası sonucu malul kaldığını öne sürerek 500.000.000 TL. manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacının işçisi olmadığını, BK.nun genel hükümleri uyarınca istemin 1 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece 1 yıllık zaman aşımı süresi geçtikten sonra davanın açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden Endüstri Meslek Lisesi öğrencisi olan davacının, 3308 sayılı Yasa hükmü uyarınca, Endüstri Meslek Lisesi Müdürlüğü ile davalı Şirket arasında yapılan sözleşme gereğince davalıya ait iş yerinde çalışmaya başladığı, iş yerinde çalışırken 25.10.1995 tarihinde yaralandığı anlaşılmaktadır. Gerçekten davacının davalıya ait iş yerinde anılan yasa hükmü gereği çalışması iş mahkemesinin görevine giren ve 1475 sayılı İş Kanunu kapsamında bir hizmet sözleşmesine davalı bulunmamaktadır. Ne var ki davacı, davalıya ait işyerinde bir ücret karşılığında çalışmakta olup, davalının işini yapmaktadır. Hizmet sözleşmesinin yazılı yapılması zorunluluğu da bulunmamaktadır. Kaldı ki, 3308 sayılı Yasa gereğince davacı adına okul müdürü ile davalı şirket yetkilisi arasında düzenlenmiş olan yazılı hizmet sözleşmesi de dosya içinde bulunmaktadır. Bu durum karşısında yanlar arasında BK.nun 313. maddesinde tanımlanan nitelikte bir hizmet akdinin varlığının kabulü gerekir. Taraflar arasında 1475 sayılı İş Kanunu kapsamında bir hizmet sözleşmesinin bulunmaması Borçlar Kanununa göre bir hizmet akdinin olmadığını da göstermez. Bu nitelikte genel hükümler uyarınca oluşan hizmet akitlerinden doğan uyuşmazlıklarda ise zamanaşımı süresi 10 yıldır.
Mahkemece açıklanan tüm bu yönler göz ardı edilerek ve taraflar arasındaki hukuki ilişkiyi nitelendirmede yanılgıya düşülerek yazılı gerekçe ile davanın zaman aşı mı nedeniyle reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle temyiz olunan mahkeme kararının davacı yararına (BOZULMASINA), peşin harcın istek halinde iadesine, 5.10.1998 gününde oybirliğiyle karar verildi.