 |
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
Esas No : 1998/4428
Karar No : 1998/4859
Tarih : 28.5.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
ÖZETİ :Bir sözleşmenin günün koşullarına uyarlanmasında aranan koşullardan birisi ve en önemlisi değişen hal ve şartların taraflarca önceden tahmin edilebilir veya beklenebilir nitelikte olmamasıdır.
Kira sözleşmesinin düzenlendiği tarihte ülkemizde yaşanan krizlerden para değerinin giderek düştüğü bilinen bir gerçek olduğu gibi, sözleşmede kiralayanın kira artışı ile ilgili olarak uyarlama davası açmayacağı yolunda taahhüdünü içeren hüküm vardır. O halde davanın reddine karar verilmesi gerekir
Taraflar arasındaki uyarlama davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı mülkiyeti kendisine ait taşınmazı davalı Bankanın 7.12.1994 tarihli kira sözleşmesi ile 5 yıl süreyle davalıya kiraladığını, sözleşme ile her yıl kira bedelinin Maliye Bakanlığınca tesbit edilecek oranda artırılacağının kararlaştırıldığını, bu şekilde belirlenen kira bedelinin para değerinin aşırı ölçüde düşmesi sebebiyle sözleşmede kurulmuş bulunan dengenin aşırı ve açık biçimde bozulmasına sebep olduğunu, bu durumun meydana gelmesinde önceden tahmin edilemeyen ülkedeki ekonomik yapının neden olduğunu ileri sürerek, 7.12.1996 tarihinden itibaren aylık kira bedelinin net 500.000.000 TL.'ye uyarlanmasını istemiştir
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, dava tarihinden itibaren yıllık. brüt 3.000.000.000 TL. aylık brüt 250.000.000. TL.ye uyarlanmasına karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Sözleşmenin düzenlendiği 7.12.1994 tarihinde Türkiye'de enflasyon oranının çok yüksek seviyede seyrettiği bilinen, bir gerçek olduğu gibi, daha sonrada bunun artarak devam edeceği önceden, öngörülebilir bir durumdur. Bir sözleşmenin günün koşullarına uyarlanmasında aranan koşullardan birisi ve en önemlisi değişen hal ve şartların taraflarca önceden tahmin edilebilir veya beklenebilir nitelikte olmamasıdır. Kira sözleşmesinin düzenlendiği tarihte, memleketimizde yaşanan krizlerden para değerinin giderek düştüğü bilinen bir gerçek olduğu gibi, buna rağmen taraflar yıllık artış oranını, her yıl kira bedellerine Maliye Bakanlığınca tesbit edilecek oranda zam yapılacağını belirlemiş olmaları ve sözleşmenin hususi şartlar
10. maddesi ile de "Mal sahibinin kira süresinin bitiminden önce kiralayanın rayiç ve emsal kiralardaki artışlar ile paranın alım gücünü kaybettiği (aşırı enflasyon) vergi; resmi ve harçlardaki artışları, ekonomik kriz vs. hususları ileri sürmek suretiyle sözleşmede belirtilen kira bedelinin artırılması isteğinde bulunmamayı veya bu hususta kira tesbit yahut, uyum (intibak) gibi dava açmamayı peşinen kabul etmişlerdir" Kaldı ki, sözleşmenin düzenlendiği 7.12.1994 tarihinden bu davanın açıldığı 21.3.1997 gününe kadar, sözleşmenin uyarlanmasını gerektirecek hatta edimler arasındaki dengeyi aşırı ölçüde bozabilecek nitelikte beklenilmeyen bir halin gerçekleştiği ispat edilemediği gibi, bilirkişi kuruluda 28.12.1997 tarihli raporlarında, bunun gerçekleştiği, yolunda herhangi bir görüşte bildirmemişlerdir. Hal böyle olunca, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kısmen kabul edilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın açıklanan nedenle davalı yararına BOZULMASINA, istek halinde peşin harcın iadesine, 23.5.1993 gününde oybirliğiyle karar verildi.