Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

Davacı, ihale sonucunda düzenlenen 14.7.1995 günlü sözleşmeyle, davalıların 30.000 metre polyester astarlık kumaşı 63.400 TL/metre fiyatla vermeyi taahhüt ettikleri halde taahhütlerini yerine getirmediklerini, sözleşmenin feshedildiğini ve ikinci ihalede bu kez 70.000 metre kumaşı 99.800 TL/metre fiyatla başkasından satın alındığını, bedel farkı ve ilan masrafı nedeniyle toplam 1.138.740.000 TL. hazine zararı doğduğunu ileri sürerek, bu miktar tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Davalılar, taahhüdün ifa edilmemesinde kusurlarının bulunmadığını, ikinci ihalenin ilkinden on ay sonra yapıldığını oluşan bedel farkının enflasyon oranından fazla olmadığını ikinci ihaledeki malzeme miktarının ilkinden daha fazla olduğunu ilk sözleşme feshedilmeseydi bile ikinci ihalenin yine de yapılması gerektiğini, bu nedenle ilan masraflarının da istenemeyeceğini savunarak davanın reddini istemişlerdir.

Mahkemece bilirkişi raporu esas alınarak davanın kısmen kabulüne, 1.027.157.142.TL.nın dava tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte ödetilmesine, fazla isteğin reddine karar verilmiş, hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir.

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2-Davacının isteği, taahhüdün yerine getirilmesi nedeniyle feshedilen sözleşmeye konu malzemenin ikinci ihalede daha yüksek bedelle satın alınması ve fazladan ilan masrafı ödenmesi nedeniyle uğradığı zararın tazminine ilişkin olup, tazmini istenilen zararın menfi zarar olduğu diğer bir ifadeyle davacının bu davada menfi zararını istemekte bulunduğu açıktır. İlk ihaleye davalıların dışında başkaca katılan olmadığı ihale dosyası içeriğinden açıkça anlaşılmaktadır. Dairemizin istikrar kazanan kararlarına göre ilk ihaleye başka katılanın bulunmadığı durumlarda, menfi zararın tutarı ilk ihale yapıldığı takdirde ikinci ihaledeki alım fiyatı ikinci ihalenin makul süreden sonra yapılmış olması halinde ise belirlenecek makul süreye göre, o tarihte piyasadan temin edilebileceği fiyat arasındaki fark esas alınarak belirlenmelidir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda da bu yöntemin izlendiği ikinci ihalenin makul süre içinde yapılmadığının doğru olarak saptandığı ve yine makul süresinin ne olması gerektiğinin de gerekçesiyle birlikte ve denetime elverişli bir şekilde ortaya konulduğu anlaşılmaktadır. Ne varki, seçilen bilirkişilerden biri hukukçu diğeri hesap uzmanı olup, ihale konusu malzeme ve bunun belli bir tarihteki piyasa fiyatları konusunda uzmanlıkları bulunmamaktadır. Öte yandan bilirkişi raporunda gerek ilk ihale tarihinde ve gerekse ikinci ihalenin makul olarak yapılabileceği tarihte ihale konusu malzemenin piyasadan temin edilebileceği fiyatlar konusunda herhangi bir araştırma yapılmamış olduğu da rapor içeriğinden açıkça anlaşılmaktadır. Bu durumda uzmanlık alanları dışındaki bir konuda ve esasen herhangi bir araştırma ve inceleme de yapılmadan düzenlenen bilirkişi raporuna itibara hukuken olanak yoktur. Mahkemece ihale konusu malzeme ve onun piyasa fiyatları konusunda uzmanlık sahibi bilirkişilerden oluşturulacak yeni bir kurul aracılığıyla, gerek ilk ihale ve gerekse ikinci ihalenin makul olarak yapılabileceği doğru olarak saptanmış bulunan tarihteki piyasa koşulları değerlendirilerek ve ayrıca, ikinci ihaledeki alım miktarının ilkinden daha fazla olduğu gözönünde tutulmak suretiyle, bu durumun ikinci ihaledeki fiyatları etkileyip etkilemeyeceği de gözden uzak tutulmamak suretiyle bu iki tarih itibariyle dava konusu malzemenin piyasadan temin edilebileceği fiyatların ayrı ayrı belirlenmesi arada bir fark bulunduğu takdirde bilirkişi raporunda varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle ve uzman olmayan bilirkişilerce düzenlenen rapora itibar edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usule ve yasaya aykırıdır. Bozma nedenidir.

SONUÇ : Yukarıda birinci bent gereğince davalıların diğer temyiz itirazlarının reddine, temyiz olunan kararın ikinci bentte açıklanan nedenle davalılar yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine 26.5.1998 gününde oybirliğiyle karar verildi.

 

Diğer Bölümlerimiz +
Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini

Yargıtay Kararları 2007 2006 2005 2004 2003 2002 2001 1999 1998 1997 1996 1995 1994 1993 1992 1991 1990 1989 1988 1987 1986 1985 1984 1983 1982 1981 1980 1979 1978 1977 1976 1975 1974 1973 1927-1972