 |
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
Esas No : 1998/346
Karar No : 1998/863
Tarih : 3.2.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olara k verilen hükmün süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü .
KARAR
Davacı, Ankara Asliye 8.Hukuk Mahkemesinde açtığı davada davalı idarece tahakkuk ettirilen 572.876.000 TL. su parasının fahiş olduğunu belirtip 572.876.000 liranın iptali ise borçsuz olduklarının tesbitini talep etmiş, Ankara Asliye 24.Hukuk Mahkemesine açtığı davada da yine davalı idarenin toplam 378.829.550 lira borçlu olmadıklarının tesbitine karar verilmesini istemiş ve her iki dava dosyasının birleştirilmesi talebinde bulunmuştur.
Davalı, idare, davacı abonenin su sayaçlarında bulunan mühürlere dışarıdan müdahale edildiğini ve bu nedenle tahakkuk irilen miktarların doğru olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, birleştirilen her iki dosya üzerinden davanın kısmen kabulüne, davacı vekili için takdir olunan 11.779.885. TL. nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davanın red edilen kısmına göre davalı vekili için takdir olunan 33.087.645 TL. nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı, davalı idarenin su abonesidir. Davacı abone nezdinde bulunan su sayaçlarına dışarıdan müdahale edildiği, numaratajlarla oynandığı davalı idarenin tesbitleri ve dosyada
bulunan 14.1.1997 ve 8.5.1997 günlü bilirkişi raporlarıyla anlaşılmaktadır.
Su sayacının davacı abone nezdinde bulunması dolayısıyla su sayacına vaki müdahalenin davacının sorumluluğunda olması asıldır. Bir kaç kez tekrarlanan bu müdahaleden dolayı davalı idarenin tarifeler yönetmeliğine göre tahakkuklar yapmış olmasında bir usulsüzlük yoktur. Bilirkişi raporunda da sayaçlara kimin müdahale ettiği belli olmadığından bahisle davacı aboneye ceza tahakkuk ettirilmemesi görüşü belirtilmiş ise de yukarıda açıklanan nedenle bilirkişinin bu görüşüne katılmak mümkün değildir. Bilirkişi bu görüşü benimsenmediği takdirde davalı idarenin yaptığı tahakkukların doğru olduğu ve onlara itibar edilmesi gerektiğini de belirtmiştir. O halde mahkemece davanın tümüyle reddine karar verilmesi gerekirken dosya içeriğine uygun düşmeyen düşüncelerle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekir.
2-Dava kısmen kabul ve kısmen red edilmiş olduğundan kabul edilen miktar yönünden, yani davacının borçlu olmadığı miktar yönünden davacı yararına ve red edilen (davacının borçlu olduğu)miktar yönünden davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken hesaplamada yanlışlık yapılarak davacı yararına daha az vekalet ücretine hükmedilmiş olması da kabul şekli bakımından usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün bentte davalı yararına, (2) nolu bentte de davacı BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, gününde oybirliğiyle karar verildi.