 |
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
Esas No : 1998/2696
Karar No : 1998/4413
Tarih : 18.5.1998
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
ÖZETİ :BK.484.md. gereğince kefaletin muteber olması için, kefalet sözleşmesinin yazılı şekilde yapılması ve kefilin sorumlu olacağı miktarın belirtilmesi gerekir.
Kampanyaya dahil araçlara gelecek zamların miktarı sözleşmenin yapıldığı tarihte belli olmadığından ve kefalet sözleşmesinde bir sınırda getirilmediğinden, bu kefaletin geçerli olduğu kabul edilemez. Ayrıca ihtarla temerrüte de düşürülmediğinden, geçmiş günler faizi de istenemez.
Taraflar arasındaki menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacılar avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacılar vekili avukat Hasan A... gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan, onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacılar, davalıya karşı dava dışı Mehmet Ali A...'a kefil olduklarını, Mehmet Ali A...'ın davalıdan satın aldığı aracın zam farkları nedeniyle davalının kendileri aleyhine icra takibi yaptığını öne sürerek, borçlu olmadıklarının tespitine ve ödedikleri miktarın istirdadına karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacılar, davalıya karşı, dava dışı Mehmet Ali A...'a kefildirler. B.K.nun 484.maddesi gereğince kefaletin muteber olması için, kefalet sözleşmesinin yazılı şekilde yapılması ve kefilin sorumlu olacağı miktarın belirlenmesi gerekir. Olayımızda yazılı kefalet sözleşmesi bulunuyor ise de, kampanyaya dahil araçlara gelecek zamların miktarı, sözleşmesinde bir sınır da getirilmediğinden, bu kefaletin geçerli olduğu kabul edilemez. Bu durumda kefil olan davacıların zam farklarından sorumlu tutulmaları mümkün değildir.
2-Bilirkişi raporunda, takip tarihi itibariyle zam farkından dolayı davalının alacaklı olduğu miktarın 40.046.500 lira olduğu belirtildiği halde, 61.885.933 lira zam farkı üzerinden icra takibi yapılmış, olması yanlıştır. Ayrıca davalı şirket davacılara ihtar çekerek, temerrüde düşürmediğinden, anılan icra takibi ile geçmiş günler faizi olarak 13.718.048 lira istemesi de, mümkün değildir. Gerek 21.839.433 lira zam farkı, gerek 13.718.048 lira faiz nedeniyle, davacılar borçlu olmadıkları halde, davanın tamamen reddine karar verilmesi de, kabul şekli bakımından bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacılar yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 6.000.000 lira duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacılara ödenmesine 18.5.1998 gününde oybirliğiyle karar verildi.