 |
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
Esas No : 1997/838
Karar No : 1997/1120
Tarih : 20.2.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
1086/m.428
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR : Davacı, 1993 yılında ürettiği tütünleri, görevli eksper tarafından muayene edilip değerlendirildikten sonra davalıya teslim ettiğini davalının tütün bedelini ödemediğini öne sürerek alacağının doğum tarihinden itibaren hesaplanacak faizi ile birlikte ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, alımlarda yolsuzluk ve usulsüzlük yapılması, menfaat temin edilmesi nedeniyle eksper ve arkadaşları hakkında ceza kovuşturması yapıldığını, eksperin düzenlediği belgelerin alacağa esas alınamayacağını beyanla davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı bu davada davalı idarenin görevlendirdiği tütün eksperi tarafından düzenlendiğini öne sürdüğü muayene ve değerlendirmeye ilişkin kayıt ve belgelere dayanarak teslim ettiği tütün bedellerinin ödetilmesini istemiş, davalı ise kayıt ve belgelerin bu konudaki yasal düzenleme tüzük ve genelgelere aykırı menfaat karşılığı görevli eksperin suç teşkil eden eylemi sonucu oluşturulduğunu, o nedenle de kendisini bağlamayacağını savunmuştur.
Davalı, savunmasında ileri sürüldüğü gibi davada dayanılan kayıt ve belgelerin, gerçekte olması gereken şekilde değil de, davacı ve eksperin fikir birliği içinde karşılıklı çıkar sağlamak davalıya zararlandırmak amacıyla 1177 sayılı kanun ile bu kanuna dayalı olarak yürürlüğe konulan tüzük ve genelge hükümlerine aykırı olarak oluşturulduğunun anlaşılması halinde anılan bu kayıt ve belgelerin davacı alacağının ispatına yeterli, davalıyı bağlayıcı kayıt ve belgeler olduğunun kabulüne hukuken olanak bulunmamaktadır. Bu bağlamda tütün eksperinin davalının görevlendirdiği, davalı adına görev yapan bir kişi olmasının da sonuca etkisi olamaz.öte yandan davalının varlığını öne sürdüğü ve delilleri arasında bildirdiği raporların akıbeti araştırılmamış varsa dosya içine de alınmamıştır. Açıklanan bu yönler üzerinde durulmadan eksik soruşturma ile hüküm kurulamaz. Öyle ise mahkemece olaya ilişkin ceza dosyası getirtilip, incelenmeli gerektiğinde kesin sonucu beklemeli, davalıdan yedinde olduğu bildirilen adli ve idari soruşturma raporları istenmeli, Devlet Güvenlik Mahkemesi Savcılığınca bilirkişi kuruluna inceleme yaptırılmış ise bu raporda dosya içine alınmalı, tüm dosya ve davaya dayanak kayıt ve belgeler yeniden yöntemine uygun olarak seçilecek bu konuda uzman kişilerden oluşturulacak bilirkişi kuruluna tevdi edilmeli, halen davalı depolarında bulunan davaya konu tütünler de incelettirilmeli, tüm raporlar arasında varsa çelişkiler de tek tek açıklattırılmak suretiyle giderilmeli, bilirkişi kurulundan az yukarıda belirtilen esaslar dahilinde taraf ve 3 Yargıtay denetimine elverişli, dayanaklarını gösterir gerekçeli rapor alınmalı, böylece tüm delillerle birlikte değerlendirilmek suretiyle davacının davalı idareden alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise gerçek alacak miktarı saptanmalı sonuca uygun bir karar verilmelidir.
Mahkemece, iddia ve savunmasının değerlendirilmesinde yanılgıya düşerek eksik soruşturmayla yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir.
2- Öte yandan davacı dava dilekçesinde faiz isteminde de bulunmuştur. Davacının bu istemi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi de kabul şekli bakımından bozmayı gerektirir.
SONUÇ : 1.bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan mahkeme kararının davalı, 2. bentte açıklanan nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 20/02/1997 gününde oybirliğiyle karar verildi.