 |
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
Esas No : 1997/7572
Karar No : 1997/8092
Tarih : 16.10.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
Davacı, davalı şirketin düzenlediği araç kampanyasına katılarak, satış bedeli 94.600.000 TL. ödeyerek edimini yerine getirdiğini, ancak davalının 1993 yılı Mayıs ayında teslim etmesi gereken arabayı teslim etmediğini, bu nedenle sözleşmeyi 13.7.1994 tarihinde feshedildiğini bu nedenle zarara uğradığını ileri sürerek, 140.000.000 TL. nin 13.7.1994 tarihinden itibaren %95 faizi ile birlikte davalıdan ödetilmesini istemiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, 119.501.300 TL. nin dava tarihinden itibaren %30 yasal faizi ile birlikte davalıdan alınmasına karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Borçlar kanunun 106 ncı maddesi hükmüne göre karşılıklı taahhütleri havi bir sözleşmede iki taraftan birisi mütemerrid olduğu takdirde diğeri borcun ifa edilmesi için münasip bir mehil verir. Bu mehil zarfında borç ifa edilmezse alacaklı her zaman onun ifasını talep ve gecikmeden dolayı uğradığı zararı isteyebilir; bir de aktin icrasından ve gecikmeden dolayı zarar ve ziyan talebinden vazgeçtiğini derhal beyan ederek borcun ifa edilmemesinden dolayı zarar ve ziyanını isteyebilir.
Davacı, davalı şirketin düzenlemiş olduğu otomobil kampanyasına katıldıktan sonra davalı sirkate vermiş olduğu 13.7.1994 tarihli dilekçesi ile kampanyadan ayrılmak istediğini ve paranın kendisine ödenmesini talep etmiş ve aynı gür davacının ödediği para kendisine iade edilmiştir. Bu şekilde Karşılıklı taahhütleri içeren sözleşmeden davacı kendiliğinden dönmüştür. Davacı BK . 106. maddesi anlamında davalıyı temerrüde düşürmemiştir. Bu nedenle davacının 13.7.1994 tarihli dilekçesinin altına "Dava açma hakkını saklıdır" şeklindeki kayıt bir hüküm ifade etmez. Davacı, kendiliğinden akitten döndüğü için herhangi bir tazminat talep etmeye de hakkı yoktur. Kaldı ki 26.10.1992 tarihli taraflar arasında düzenlenmiş katılım sözleşmesinin 10. Maddesinde "Katılımcı kendi isteğiyle kampanyadan vazgeçerse peşinat ve ödemeleri talep tarihinden üç ay sonra (Müçbir sebepler hariç) kendisine aynen ödenir. Kampanyadan vazgeçen üye yatırdığı paraya karşılık herhangi bir faiz ve sair hak talep edemez" hükmü yer almıştır. Bu hüküm sözleşmenin taraflarını bağlar. Bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın açıklanan nedenle davalı, yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 16.10.1997 gününde oybirliğiyle karar verildi.