 |
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
Esas No : 1997/539
Karar No : 1997/2615
Tarih : 27.03.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Davacı, davalılardan Emlak Konut A.Ş.'nin yaptığı ve Emlak Bankası A.Ş.'nin satışına aracılık ettiği daireyi satın aldığını, bu amaçla ayrıca Emlak Bankası A.Ş. ile kredi sözleşmesi imzaladığını, sözleşme konusu inşa olunacak dairenin 27.12.1992 tarihinde teslim edileceğinin bildirildiği, kendisi tarafından sözleşmeden doğan edimlerin tümünün ifa edildiğini, tahsis edilen konut kredisinin davalı bankaya ödendiğini, ancak taşınmazın bugüne kadar kendisine teslim edilmediğini öne sürerek Dairenin teslim tarihi olan 27.12.1992 tarihinden sonraki süre esas alınarak fazlaya ilişkin talep dava vesair bilcümle hakları saklı kalmak koşulu ile 1993 senesi Ocak ayı için 5.000.000 TL, 1994 senesi Ocak ayı için 20.000.000 TL olmak üzere toplam 35.000.000 TL tazminat alacağının işlemiş ve işleyecek banka reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılardan Emlak Konut A.Ş. davacıya kesin ve belirli bir teslim günü taahhüt edilmediğini, davacı tarafından kendilerinin mütemerrit kılınmadığını, akde aykırı bir davranış içinde bulunmadıklarını, diğer davalı Emlak Bankası A.Ş., davacı ile banka arasındaki hukuki ilişkinin sadece kredi sözleşmesi olduğunu, gayrimenkul satışında taraf olmadıklarını, bankanın kredi tahsisi dışında konut satış ve teslimi ile ilgili hiçbir borç yükümlülüğü ve taahhüdünün bulunmadığını, kendilerine husumet düşmeyeceğini savunmuşlar, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece; Emlak Bankası A.Ş. hakkındaki davanın reddine, 35.000.000 TL tazminatın 30.6.1995 dava tarihinden itibaren % 30 faizi ile birlikte davalı Emlak Konut A.Ş.'den tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
1 - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle davacı ve davalılardan Türkiye Emlak Bankası A.Ş. arasındaki hukuki ilişkinin kredi sözleşmesi olduğu, bankanın kredi tahsisi dışında konut satış ve teslimi ile ilgili hiçbir borç yükümlülüğü ve taahhüdünün bulunmadığı, konutların üretimi satışı ve tesliminin Emlak Konut A.Ş.'ye ait olduğuna göre, davacının Emlak Bankası A.Ş. hakkındaki temyiz itirazları ile davalı Emlak Konut A.Ş.'nin aşağıdaki bentlerinin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2 - Davacı ile davalı Emlak Konut A.Ş. arasındaki satış ilişkisinde, davacının satın aldığı taşınmazın 27.12.1992 tarihinde teslim edileceğine dair yani dairenin kesin teslim tarihi belirten davalı tarafından yapılmış yazılı bir taahhüt yoktur. Davacı bu iddiasını yasal delillerle ispatlayamamıştır. Bu durumda çözümlenmesi gereken husus davacının davalıyı temerrüde düşürüp düşürmediği ya da davalının kendi beyanıyla temerrüde düşüp düşmediğidir.
Taşınmaz satışı karşılıklı taahhütleri havi olan bir akittir. İki taraftan biri mütemerrit olduğu takdirde, diğeri borcun ifa edilmesi için münasip bir mehil veya münasip mehilin tayinini hakimden ister (B.K. Madde 106). Borçlunun hali ve vasiyetinden bu tedbirin tesirsiz olacağı anlaşılırsa, mehil tayinine lüzum yoktur (BK. 107/1). Bu hükümler doğrultusunda maddi olayı incelediğimizde, davalı Emlak Konut A.Ş. davacıya yazdığı 8.6.1993 tarihli yazı ve ek yazı ile inşaatın durduğunu, edimini şimdilik ifa edemeyeceğini, mevcut ihtilaflar nedeniyle ilgili sürecin, belirsizliğini koruduğunu, davacıya birtakım seçenekler sunduğu belirtilmektedir. Bu yazıdan da anlaşıldığı üzere davalının durumuna göre B.K.'nun 107/1. maddesindeki şartlar mevcut olduğundan, borçluya mehil verilmesi tesirsiz olacağından davacının davalıya mehil vermesine gerek yoktur. Davalı kendi beyanıyla temerrüde düşmüş olduğundan artık davacı tarafından ihtar keşide edilmesinin gereksiz olduğunu kabulü gerekir. Bu hale göre davalı 8.6.1993 tarihinde temerrüde düşmüştür. Davacıda 18.6.1993 tarihli ihtarı ile fesih nedenleri olmadığı için akdin ifası ile birlikte gecikme tazminatını istediğinden 8.6.1993 tarihinden sonraki süreler yönünden kira yoksunluğu tazminatı isteyebilir. O halde 1993 yılı Ocak ayı için istenilen 5.000.000 TL'lik talebin reddine, 1994 yılı Ocak ayı için bilirkişi raporunda tespit edilen 4.500.000 TL, 1995 yılı için tespit edilen 10.000.000 TL, toplam 14.500.000 TL'ye hükmedilmesi gerekirken, temerrüt tarihi belirtilmeden altenratifli karar verilerek davanın tümünün kabul edilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bozma nedenidir.
3 - Davacı, dava dilekçesinde 1993 yılı Ocak ayı için 5.000.000 TL, 1994 yılı Ocak ayı için 10.000.000 TL, 195 yılı Ocak ayı için 20.000.000 TL tazminat işlemiş. Bilirkişi raporunda ise bu taleplere ilişkin tespit edilen kira yoksunluğu tazminat bedellerinin 1993 yılı Ocak ayı için 2.800.000 TL, 1994 yılı Ocak ayı için 4.500.000 TL, 1995 yılı Ocak ayı için 10.000.000 TL, olmak üzere toplam 17.300.000 TL olduğu halde, davacının sanki 1993, 1994, 1995 yıllarına ilişkin tüm ayların kira yoksunluğunu istemiş gibi yorumlayarak talepten fazlasını kapsayacak şekilde hüküm kurulması da usul ve yasaya aykırıdır. Kabul biçimi bakımından bozma nedenidir.
4 - Davalılardan Emlak Konut A.Ş. tacirdir. Türk Ticaret Kanunu'nun 21/s5n maddesi uyarınca taraflardan yalnız birisi için ticari iş mahiyetinde olan sözleşmeleri diğeri için de ticari iş sayılır. Davalı Emlak Konut A.Ş. tacir sıfatıyla ticari işletmesiyle doğrudan ilgili olarak satış sözleşmelerini düzenlediğine göre 3095 sayılı Yasa gereğince T.C. Merkez Bankası'nın kısa vadeli krediler için dava tarihi itibariyle öngördüğü ve tahsil tarihine kadar değişecek oranlarda davacı alacağına reeskont faizi yürütülmesi gerekirken, % 30 yasal faiz yürütülmesi yasaya aykırıdır. Bozma nedenidir.
SONUÇ : 1. bentte açıklanan nedenlerle davacı ve davalı Emlak Konut A.Ş.'nin diğer temyiz itirazlarının reddine, temyiz edilen kararın 2 ve 3. bentlerde açıklanan nedenlerle davalı Emlak Konut A.Ş. yararına, 4. bentte açıklanan nedenle davacı yararına BOZULMASINA, 6.000.000 lira duruşma avukatlık parasının karşılıklı alınarak birbirlerine ödenmesine, istek halinde peşin harcın iadesine, 27.3.1997 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.