 |
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E. 1997/1949
K. 1997/3990
T. 8.5.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
VEKALETİN KAPSAMI
VEKİLE HUSUMET YÖNETİLMEMESİ
VEKİLİN TAHLİYE TAAHHÜDÜ
KARAR ÖZETİ: Vekile husumet yönetilemeyeceğinden, aleyhine tazminat davası açılamaz.
Taşınmaz satışı vekaletnamesinin, taşınmazda bulunan kiracıların tahliyesi yönünde taahhütde bulunma yetkisini içermesi hukukun genel ilke ve kurallarına uygun düştüğünden, inşaat yapmak ve satmak düşüncesiyle taşınmazı satın alan kişinin, kiracıların çıkmaması nedeniyle, inşaata başlayamamasından dolayı, malik aleyhine tazminat davası açmaya hakkı vardır.
(818 s. BK. m. 32,388)
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatı tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşup düşünüldü:
Davacı; davalılardan Turhan'a ait taşınmazı 27.7.1993 tarihinde malik vekili olan diğer davalı Kemal vasıtasıyla tapu satış akti ile satın aldığını, aynı gün Turhan vekili Kemal, satılan taşınmazdaki kiracıların 31.12.1993 tarihine kadar çıkarılacağını kendisine taahhüt ettiğini, ancak taahhüt edilen tarihte kiracıların çıkarılamadığını, kendisinin söz konusu taşınmazı,üzerinde inşaat yapmak ve satmak nedeni ile aldığını, kiracıların çıkmaması üzerine inşaata başlıyamadığını, bu şekilde malzeme, işçilik, enerji vs. gibi maliyeti doğrudan etkileyen girdilerin fiyatların artmasıyla zarara uğradığını öne sürerek, zararın. tespitini ve bu zararın davalılara ödetme kararı verilmesini istemiş, harca esas değer olarak da 500.000.000 TL. göstermiştir.
Davalı Kemal; kendisinin 27.7.1993 tarihli tahliye taahhütnamesi başlıklı belgeyi diğer davalı Turhan vekili sıfatıyla imzaladığını, vekaleten yaptığı işten sorumlu olamayacağını savunmuş, davanın reddini dilemiş, diğer davalı Turhan, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle Borçlar Kanununun 32. maddesi hükmü uyarınca vekile husumet yönetilmeyeceğine göre, davacının davalı Kemal aleyhindeki temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Taşınmaz malın maliki Turhan'ın, Beyoğlu 22. Noterliği'nce düzenlenmiş bulunan 19.7.1993 gün ve 30568 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde vekaletname ile diğer davalı Kemal'i vekil tayin ettiği uyuşmazlık konusu değildir. Vekaletnamede taşınmaz satışı ve onunla ilgili tüm konularda yetki verildiği açıkça anlaşılmaktadır. Borçlar Kanununun 388. maddesi hükmü uyarınca vekalet sözleşmesinin kapsamı sözleşme ile açıkca belirtilmemiş ise, ilişkin bulunduğu işin niteliğine göre tayin edilmesi gerekir. Bir taşınmazın satışına ilişkin vekaletin aynı zamanda taşınmazın satışı ile birlikte içinde bulunan kiracıların tahliyesi yönünde taahhütte bulunma yetkisini de içermesi, hukukun genel ilke ve kurallarına uygun düşer. Nitekim, aynı maddenin 3. fıkrasında, vekile özel olarak verilmesi gereken yetkiler içinde tahliye taahhüdü sayılmamıştır. Öyle ise vekilin tahliye taahhüdü verme yetkisinin varlığının ve ona dayanılarak verilen tahliye taahhüdünün geçerli bulunduğunun ve bunda davalı satıcı Turhan'ın sorumlu olduğunun ve onu bağladığının kabulü zorunludur. Mahkemenin bu yönü gözeterek işin esasını inceleyip, sonucuna göre hüküm kurması gerekirken, toplanan delillere ve kanuna aykırı gerekçe ile isteği reddetmiş olması bozmayı gerektirir.
SONUÇ : 1. bentde açıklanan nedenlerle davacının, davalı Kemal aleyhindeki temyiz itirazlarının reddine, ikinci bent gereğince, temyiz olunan kararın davacı yararına (BOZULMASINA), peşin harcın istek halinde iadesine, 6.5.1997 gününde oybirliğiyle karar verildi.