 |
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E. 1997/1000
K. 1997/2554
T. 25.3.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
ARAÇ İŞLETMESİ SÖZLEŞMESİ
ARAÇ SATIŞI
KARAR ÖZETİ: Motorlu araçların satışı resmi şekilde yapılabileceğinden, hisse satışı suretiyle oluşturulan ortaklık protokolünün de, aynı şekilde yapılması gerekir.
Ancak, aracın işletilmesine ilişkin sözleşme herhangi bir şekil şartına bağlı tutulmadığından ve satış sözleşmesinin geçersiz olması, bu sözleşmeyi etkilemeyeceğinden, deliller toplanıp değerlendirilerek karar verilmelidir.
(2918 s. Trafik K. m. 19, 20)
(818 s. BK. m. 20)
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı; davalı ile aralarında düzenledikleri 17.12.1985 günlü protokolle trafikte davalı adına kayıtlı 06 .... 391 plakalı minibüse yarı yarıya ortak olduğunu, protokolde minibüsün çalıştırılmasından elde edilecek kazancın paylaşılmasının öngörülmesine rağmen davalının kazançtan kendisine pay vermediğini, yaptırdığı delil tesbiti sonucunda 2.6.1992-10.10.1993 tarihleri arasındaki toplam net gelirden kendisinin yarı payına 78.375.000 TL. düştüğünün belirlendiğini, bu miktar alacağın tahsili için yaptığı icra takibine davalının itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptaline, % 40 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Davalı; protokole göre ödenmesi gereken satış bedelinin davacı tarafından ödenmediğini, bu nedenle ortaklığın gerçekleşmediğini, esasen resmi şekilde düzenlenmediği için protokolün geçersiz olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, 17.12.1985 günlü protokolün araçtaki yarı hissesinin satımına ilişkin bulunduğu, o tarihte yürürlükte bulunan 2918 sayılı Kanunun öngördüğü resmi şekil şartına uygun düzenlenmemesi nedeniyle geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında düzenlenmiş bulunan 17.12.1985 günlü, "protokol" başlıklı sözleşmede, trafikte davalı adına kayıtlı bulunan 06 .... 391 plaka sayılı minibüsün hem mülkiyet ve hem de işletme hakkına davacının ortak olacağının kararlaştırıldığı açıkça anlaşılmaktadır. Mahkemece de kabul edildiği gibi aracın trafikte davalı adına kayıtlı olması ve ortaklık sözleşmesinin 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun öngördüğü resmi şekilde düzenlenmemiş bulunması nedeni ile geçersizdir. Öyleyse, bu sözleşmeyle aracın yarı mülkiyetinin davacıya geçtiğinin kabulüne hukuken olanak yoktur. Ne var ki, aracın işletmesine ilişkin ortaklık sözleşmesinin geçerli olabilmesi için herhangi bir şekil şartına bağlı tutulmamıştır. BK.nun 20. maddesi hükmü uyarınca bir sözleşmenin taşıdığı koşullardan bir kısmının batıl olması sözleşmenin tümünün geçersizliği sonucunu doğurmaz. Ancak, geçersiz olan koşul ortadan kalkar. Hal böyle olunca, sözleşmeye göre, davacının davalıya ait minibüsün işletmesine ortak olduğunun kabulü zorunludur. Esasen davacı da, dava dilekçesinde aracın mülkiyeti ile ilgili bir istekte bulunmamış, sadece kardan payına düşen bölümün ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece bu yönden deliller toplanıp bilirkişi incelemesi de yaptırıldığına göre, toplanan bu deliller değerlendirilerek ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekir. Sözleşmenin yorumunda hataya düşülmek suretiyle isteğin reddedilmiş olması bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın gösterilen nedenle (BOZULMASINA), peşin harcın istek halinde iadesine, 6.000.000 lira duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, 25.3.1997 gününde oybirliğiyle karar verildi.