 |
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
Esas No : 1996/2835
Karar No : 1996/3081
Tarih : 28.03.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün (...) temyiz edilmesi üzerine (...) gereği konuşuldu.
KARAR : Davacı, noterde yapılan resmi sözleşme ile (...) plakalı raacı davalının vekilinden satın aldığını, Denizli Trafik Tescil ve Denetleme müdürlüğüne satış sözleşmesini ibraz ettiğinde vekilin azledildiğini, o nedenle satış işlemlerinin tamamlanamayacağının kendisine bildirildiğini öne sürerek aracın adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı yargılamaya gelmemiş, davaya da cevap vermemiştir.
Mahkemece, trafik kaydına tescili amaçlayan işlemin idari işlem olduğu gerekçesi ile davaya bakmaya İdari mahkemesinin görevli olduğu kabul edilmiş, dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiştir. Karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Bir davada öne sürülen maddi olguların hukuki nitelendirmesini yapmak ve uygulanacak yasa maddelerini bulmak ve uygulamak hakimin doğrudan görevidir. (H.U.M.K.m 76).
Öncelikle belirtelim ki; araç satışına dayanılarak trafik kaydının düzeltilmesi ve satın alan adına tescili istemine ilişkin bir davanın içinde ana ve temel istem olarak satım akdi ile mülkiyetin kazanıldığının tesbiti isteminin de bulunduğunda kuşku ve duraksamaya yer olmayacak şekilde açıklık bulunduğu gibi Yargıtay'ın sapma göstermeyen kökleşmiş içtihatları da bu doğrultudadır. esasen somut olayda tartışılması ve çözümlenmesi gereken sorun; 2918 s.K.un 20/d maddesine uygun olarak düzenlenmiş bir sözleşmenin varlığına rağmen az yukarıda açıklanan nitelikte bir davanın açılabilip açılamayacağının aydınlığa kavuşturulmasıdır. Farklı bir anlatımla dava açılmasında ön koşul olan ve mahkemece doğrudan gözetilmesi gereken "dava açmakta hukuki yarar"ın var olup olmadığının belirlenmesi gerekmektedir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacı resmi satış akdine dayanarak idareye müracaat ettiğinde satımı gerçekleştiren vekilin azledilmesi nedeni ile işlemin yapılamadığı belirgindir.
Bu durumda davacı elindeki resmi akde rağmen davalının vekilini azledip azli de trafik kaydına işleterek davacı ile mülkiyet ihtilafına girdiği muaraza çıkardığının kabulü zorunludur. O nedenle davacının bu davayı açmakta hukuki yararının varlığının kabulü kaçınılmazdır.
SONUÇ : Hal köyle olunca; uyuşmazlığa BK.32. ve ardından gelen maddelerine bakılarak ve bu konuda tarafların delil ve karşı delilleri de toplanarak hasıl olacak uygun sonuç çerçevesinde aracın mülkiyetinin tesbiti yönünden olumlu ve olumsuz bir karar verilmelidir. Mahkemece davanın nitelendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi usule ve yasaya aykırıdır. Bozma nedenidir. (28.03.1996)