 |
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
Esas No : 1996/10926
Karar No : 1997546
Tarih : 3.2.1997
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- ALACAK DAVASI
- KAT KARŞILIĞI İNŞAAT
- SATIŞ VAADİ SÖZLEŞMESİ İLE MÜTEAHHİDİN DAİRE SATIŞI
KARAR ÖZETİ : Teslim tarihi (dairenin) açıkca belirtildiği için BK.107.md.göre ihtara gerek kalmadan davalı müteahhit temerrüte düşmüştür.
Bu durumda davacı seçimlik hakkı olan fesih hakkını seçebilir.
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili avukat A.Riza U... ile davalı vekili avukat Kemal Y...'in gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı davalı müteahhitten satın aldığı dairenin 31.12.1994 tarihinde teslim edilmesi gerekirken teslim edilmediğini öne sürerek ödediği 600.000 Markın istirdadına mülkiyetin davalıya iadesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davalı, müteahhit Z... Ltd.Şti. dava dışı arsa sahipleriyle yapmış bulunduğu kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince payına düşen ikinci normal kattaki üç nolu dublex dairenin satışını Ankara 25.noterliğince düzenlenmiş bulunan 6.5.1994 gün ve 27519 sayılı satış vaadi sözleşmesi uyarınca davacıya vaadetmiştir. Hemen bu sözleşmeden sonra aynı gün düzenlenmiş bulunan inşaat yapım sözleşmesi başlıklı sözleşmede davalı müteahhit sattığı daireyi ikmal ederek, en geç 31.12.1994 tarihinde teslim etmeyi taahhüt ettiği gibi bu sürenin hiçbir nedenle uzatılamıyacağı da kararlaştırılmıştır. Davalının davacıya sattığı daireyi teslimini taahhüt ettiği 31.12.1994 tarihinde bitirerek teslim etmediği toplanan delillerden anlaşıldığı gibi bu konuda taraflar arasında uyuşmazlık yoktur. Sözleşmede teslim tarihi açıkça kararlaştırıldığı için BK.nun 107.maddesinin 3.fıkrası hükmü uyarınca davacının davalıyı ayrıca temerrüde düşürmesi için herhangi bir ihtarda bulunmasına gerek yoktur. Bu durumda davalının teslimde temerrüde düştüğünün kabulü zorunludur. BK.nun 106.maddesi hükmü uyarınca borçlu davalının temerrüde düşmesi halinde alacaklının sözleşmeyi feshetmesi kabul edilmiştir. Davacı bu hakkını kullandığına göre, ortada kanuna ve usule aykırı bir yön yoktur. Diğer taraftan taraflar arasındaki ilişki alım-satım ilişkisi olup bu nedenle uyuşmazlığa BK.nun 360.maddesinin uygulanmasına olanak yoktur. Ayrıca davacı dava dilekçesinde ödemiş olduğu 600.000 markın istirdadını isterken dairenin mülkiyetini davalıya iadeye hazır olduğunu da bildirmiştir. Öyleyse mahkemenin davalının temerrüde düştüğünü kabul ile sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken dosyaya ve kanuna uygun düşmeyen gerekçelerle davanın reddi bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA 6.000.000 lira duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine 3.2.1997 gününde oybirliğiyle karar verildi.