 |
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E. 1996/10155
K. 1996/10784
T. 3.12.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
KİRALANANI DEVİR HAKKI
ÖZEL KANUNUN ÖNCELİĞİ
KARAR ÖZETİ : Belediye örgütü bulunan yerlerdeki gayrimenkullerin kiralanmasında, öncelikle Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanun hükümleri uygulanacağından kira sözleşmesi sözlü olsa, başkalarına devir yetkisi verildiği iddiasının, tanık anlatımlarıyla değil, yazılı delille ispatlanması gerekir.
(818 s. BK. m. 259/1)
(6570 s. GKK. m. 12/1,3,4)
(1086 s. HUMK. m. 287)
Taraflar arasındaki muarazanın önlenmesi davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davacı Ayhan yönünden davanın açılmamış sayılmasına, Yakup ve Latife'nin davalarının kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacılar; davalıya ait Niğde İstasyon Caddesi'ndeki .... nolu dükkanın sözlü kira sözleşmesiyle, davadan 10 yıl önce davacı Ayhan tarafından davalıdan kiralandığını, boş dükkan olarak kiralanması ve ilişkinin adi kira akdi niteliği taşıması nedeniyle, kiralayanın rıza ve muvafakati aranmadan kiralananın başkalarına devrinin BK.nun 259. maddesine göre mümkün bulunduğunu; davacı Ayhan'ın buna dayanarak mecuru diğer iki davacıya devrettiğini, onların kullanımı devam ederken, davalının Valiliğe müracaatla idari men kararı elde ettiğini, bu şekilde muaraza çıkarttığını öne sürerek, kendilerinin kiralananda kiracı olarak bulunduklarının tesbitiyle, kira akdinin aynen ifasına, muarazanın önlenmesine karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı; kiralananın muvafakati alınmadan devredildiğini, devralan davacıların fuzuli işgal durumunda bulunduklarını, idari men kararının hukuka uygun olduğunu savunmuş, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davacı Ayhan yönünden davanın açılmamış sayılmasına, mecurun davalının rıza ve muvafakatiyle devralındığının ispatlandığı gerekçesiyle davacılar Yakup ve Latife'nin davalarının kabulüne, kira akdinin aynen ifasına, muarazanın men'ine karar verilmiştir. Hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, dava konusu yerin 6570 sayılı Kanunun 1. maddesine tabi yerlerden olduğu açıkca anlaşılmaktadır. Anılan Yasa maddesi uyarınca, taraflar arasındaki hukuki ilişkiye öncelikle 6570 sayılı Yasa hükümlerinin uygulanması gerekir. 6570 sayılı Yasanın 12. maddesi, kiralananın kiracı tarafından üçüncü bir kişiye, kiralayanın muvafakati olmadan kiralanmasını ve devrini yasaklamıştır. Taraflar arasında yazılı bir kira sözleşmesi bulunmadığına ve yerin başkalarına devredilebileceğinin davalı ile birlikte kararlaştırıldığı yolunda delil sunulamadığına göre, sözlü kira sözleşmesinde de devir yetkisi verilmediğinin kabulü zorunludur. Sözleşmenin beliren bu durumun aksine, davalı kiralayanın devir yetkisi verdiğine dair davacı iddialarının tanıkla ispatı mümkün değildir. Diğer bir anlatımla, sözleşmeye karşı böyle bir iddianın yazılı delille ispatı gerekir. Kaldı ki, davacılar dava dilekçelerinde, sözleşmede devir yetkisi olmasa dahi Borçlar Kanununun 259. maddesi uyarınca, kiralananın başkasına devrinin mümkün bulunduğunu ileri sürmek suretiyle, devir sırasında davalı kiralayanın muvafakatinin alınmadığını kabul etmişlerdir. Az yukarıda açıklanan yasa maddesine göre, uyuşmazlığa öncelikle 6570 sayılı Yasa hükümlerinin uygulanması zorunlu olup, ancak Borçlar Yasası hükümlerine, anılan Yasaya aykırı bulunmadıkları takdirde başvurulabilir. 6570 sayılı özel Yasanın 12. maddesindeki devir yasağı karşısında, Borçlar Yasasının 259. maddesine gidilmesi ve uyuşmazlığın, bu yolda çözümlenmesi mümkün değildir. Şu durum karşısında, davacılar Yakup ve Latife yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, hukuki nitelendirmede yanılgıya düşülerek yazılı şekilde davanın kabulü usul ve yasaya aykırıdır. Bozma nedenidir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle davalı yararına (BOZULMASINA), peşin harcın istek halinde iadesine, 3.12.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.