 |
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
Esas No : 1996/10
Karar No : 1996/80
Tarih : 16.01.1996
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Sulhi vekili Av.(D.P.) ile Ahmet vekilleri Av. (Z.B.) ve (E.Ö) aralarındaki dava hakkında Çerkezköy Asliye Hukuk Hakimliği'nden verilen 20.10.1993 tarih ve 156-304 sayılı hükmün dairenin 8.6.1995 tarih ve 8486-5654 sayılı ilamıyle onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı avukatlarından (E.Ö.) tarafından kararın düzeltilmesi istenmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşuldu.
KARAR : Davacı avukat davalının Çerkezköy Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1977/136 esas sayılı davasını vekil sıfatıyla takip ettiğini, 15.12.1981 tarihli Avukatlık Ücret Sözleşmesi gereğince ödenmesi gereken ücretin ödenmediğini ileri sürerek 130 adet Cumhuriyet ata altının davalıdan tahsilini istemiştir.
İsteğin kabulüne karar verilmiş ve hüküm dairemizin 8.6.1995 gün 5486-5654 sayılı ilamı ile onanmıştır ve davalı taraf karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
Taraflar arasına düzenlenmiş 15.12.1991 tarihli sözleşmede takip edilecek iş için peşin ücret ödenmeyeceği, ücretin tamamının dava sonunda 130 Cumhuriyet ata altını olarak veya o tarihteki rayici üzerinden ödeneceği kararlaştırılmıştır.
Avukatlık Kanunu'nun 163. ve 164. maddeleri hükmü gereğince, avukatlık ücreti avukatla iş sahibi arasında serbestçe kararlaştırılır ve bu ücretin belli bir miktarı kapsaması gereklidir. Olayımızda da ücret maktu olarak kararlaştırılmış olmakla kural olarak sözleşme geçerlidir. Kanunun koyduğu kural bu olmakla birlikte ücret sözleşmesinin yapıldığı tarihe göre de Borçlar Kanunu'nun 19. maddesine aykırı düşmemelidir. Sözleşmenin yapıldığı tarihte tarafların amaçladıkları çıkarların dengede olduğu kabul edilmelidir. Sözleşme ile bir taraf için sağlanan hak ve menfaati denk düşmeyen fahiş MK m.2'deki hak ve menfaatin karşı tarafa sağlanmış olması iyiniyet kurallarına, hak ve nefasete, ahlak kurallarına aykırı düşer.
Önümüzdeki davada, davalı taraf, sözleşme ile davacı avukatın takibine bırakılan işteki hak ve menfaatlerinin değerinin bir başka deyişle davanın müddeabihinin değerinin 143.820 TL olup sözleşme tarihinde dahi 130 ata altının bunun çok üstünde olduğunu bildirmek suretiyle bu sözleşmenin yasaya aykırı olduğunu ve boş olarak imzalanan sözleşmenin anlaşmaya aykırı doldurulduğunu bildirmiştir. Gerçekten 143.820 liralık bir menfaat için bunun çok çok üstünde ücret öngörülmesi iyi niyet ve ahlak kuralları ile bağdaşmaz. O halde davalı tarafın bu savunmaları üzerinde durularak sözleşme tarihinde davacının takibini üstlendiği davadaki davalı payının değeri ve bu davanın davacının yardımı ile davalıya sağladığı hak ve menfaatler belirlenmeli, öngörülen ücret ile aralarında fahiş nisbetsizlik olup olmadığı, dolayısıyla sözleşmenin kanuna, ahlaka aykırı bulunup bulunmadığı tespit edilmeli, fahiş nisbetsizlik halinde bunun kanuna ve ahlaka aykırı olduğu kabul edilerek geçersiz sayılmalı ve dolayısıyla sözleşmenin boşa imzalanması nedeniyle anlaşmaya aykırı doldurulmuş olduğu kabul edilmelidir.
Öte yandan davacı avukatın dava sonuçlanmadan avukatlıktan ayrıldığı ileri sürülmüştür. Mahkemece bu yön incelenmeden isteğin aynen kabulüne karar verilmiştir.
O halde mahkemece davalı savunması üzerinde durularak yukarıda belirtilen incelemeler yapılarak hüküm kurulması gerekir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması usule ve yasaya aykırıdır. Kararın bu gerekçe ile bozulması gerekirken yanılma sonucu onandığı bu kez yapılan inceleme ile anlaşıldığından davalı tarafın karar düzeltme talebi kabul edilmeli ve dairemizin onama kararı kaldırılarak mahkeme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle davalı tarafın karar düzeltme talebinin kabulü ile dairemizin 8.6.1995 gün ve 5486-5654 sayılı onama kararının kaldırılması ve mahkeme kararının davalı yararına BOZULMASINA, 16.1.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.