 |
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
Esas no : 1995/2814
Karar no : 1995/3019
Tarih : 28.03.1995
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hüküm süresi içinde davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu:
KARAR : Davacı, cari hesap sözleşmesiyle satın alınan emtiadan dolayı borçlanılan bakiye 9.094.010 TL'sı satış parasının faiziyle birlikte davalılardan alınmasını istemiştir.
Davalı A.K.Y. alımı karısı diğer davalı N.Y.'ın yaptığını, o nedenle sorumlu olmayacağını savunmuştur. Davalı N.Y. sözleşmenin tarafı olmadığı için hakkında dava açılamayacağını bildirmiş, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılarca temyiz edilmiştir.
KARAR : 1- (...)
2- Davalı N.Y.'nin temyiz itirazının incelenmesinde: Davacı Anonim Şirket ile davalılardan A.K.Y. arasında 24.11.1978 tarihli "Cari Hesap Sözleşmesi" düzenlendiği ve A.K.Y. adına 23981 no.lu kredi kartına yazılan yazı ile davalı N.Y.'ın davalı kocası adına alışveriş yapabileceğine ilişkin A.K.Y.'ın şirkete karşı yöneltilen irade ile yetki verdiği anlaşılmaktadır. Bu olgular yanlar arasında uyuşmazlık konusu olmadığı gibi mahkemenin kabulü de bu doğrultudadır. Hal böyle olunca, davalı N.Y.'ın sözleşmede taraf olmadığı, satın alınan malların vekalet ilişkisi içinde davalı A.K.Y. adına yapıldığında kuşku ve duraksamaya yer olmamalıdır. O nedenle skatım akdinden dolayı davacı şirkete karşı davalı N.Y.'ın sorumlu tutulması hukuken mümkün değildir. Anılan davalı yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekir. Sırası gelmişken önemle belirtelim ki mahkemeler genelde çoğu kez hukuki nitelendirme ve yoruma dayanan konularda da bilirkişi görüşü aldıkları görülmektedir. Nitekim bu davada da mahkeme bu yönteme başvurmuştur.
SONUÇ : HUMK'nun 275. maddesi uyarınca, hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgilerle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişi görüşü alınamaz. Gerçekte de mahkemenin böyle bir yömteme başvurmamak için doğrudan özten göstermesi gerekir. O nedenle bilirkişilerin görevine giren hesaplamalar dışında kalan hukuki görüşlere itibar edilerek hüküm kurulması usule ve yasaya aykırıdır. Bozma nedenidir. (28.03.1995).